Mine KAYAÇELİK

Mine KAYAÇELİK

12 Nisan 2023 Çarşamba

BİTKİLER ÇÖZÜM MÜ?

BİTKİLER ÇÖZÜM MÜ?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Öksürük nasıl geçer sorusunu sorduğumuzda herhalde herkesin tavsiye ettiği bir bitki çayı ya da tavsiyeleri vardır. Boğazda gıcıkla beraber öksürük ve bu öksürüğe neden olan rahatsızlığı birçok besin takviyeleri ile geçirebiliriz. Öksürükten kurtulmak için, ilk önce öksürüğe sebep olan hastalıkların teşhisi koyulmalı ve daha sonrasında tedavi edilmelidir. Öncelikle öksürükten korunmak için vücut direncini yüksek tutmak gerekiyor. Düzenli beslenmek ve yeterli C vitamini almak önemli. Tozlu ortamlarda bulunmamalı ve kirli ortamlardan uzak durulmalıdır. Öksürüğün başlıca sebeplerinden biri de sigara diyebiliriz. Sigaradan uzak durarak hem öksürüğü hem de başka hastalıkları da önlemiş oluruz.  Öksürüğü önlemek amacıyla alınan bütün destekleri öncelikle doktora danışmalı ve doktor tavsiyesi ile tüketmeliyiz. Örneğin öksürük şurubu sürekli değil, kısa süreli ve doktorun belirlediği kadar kullanılacak bir ilaç gurubudur. Bu yüzden doktor kontrolü olmadan, öksürüğe sebep olan diğer nedenler araştırılmadan kendimiz öksürüğe kısa süreli çözümler bulmaya çalışmamalıyız. Öksürüğü yumuşatmak için bitki çayları ya da bitkisel kürlerden yararlanabiliriz.

Uzmanlara göre bir elmanın kabuğunu soyun, birkaç tane de içindeki çekirdekten koyup, bir tutam ıhlamur, bir dilim limonu kaynatıp, daha sonrasında birkaç tane karanfil ve biraz tarçın ekleyip balla tatlandırıp sıcak olarak içebilirsiniz. Ilık vermek suretiyle çocuklarda da kullanılabilir. Başka bir çözüm ise, bir tatlı kaşığı bala toz zencefil karıştırarak macun kıvamına getirip yiyebilirsiniz. Bu karışımı çocuklarınıza kullanmayın, yetişkinlerin kullanması daha uygun olacaktır. Ceviz içindeki, cevizin arasındaki ağaç kabuğuna benzer akciğere benzeyen kuru tabakayı ayırıp, sıcak suyla kaynatıp, fazla sıcak olmadan ılıkken için. Havaların bir anda soğumasıyla aslında hepimiz bitki çaylarına sığınmaya başladık. Bitkileri birbirine karıştırılarak şifa bulmak isteğiyle tüketiliyor. İlaç kullanmaktan korkar olduk. İnternet üzerinden araştırma yapıp hangi bitki neye iyi geliyormuş okuyarak bir nevi kendi kendimizin doktoru olduk. Bu tür tedavi yöntemlerine sığınmaya başladık. Nasıl olsa bitkidir doğa ürünüdür ne zararı olabilir diye düşünüp içmeye devam ettik. Uzmanların söylediklerine göre her bitki her ürünle karışmazmış. Ya da hamile bir kadının ıhlamur, kekik, tarçın içmesi çok tehlikeliymiş. Onların işi daha zor aslında. Hamile oldukları için ilaç kullanamıyorlar. Hastalıklarla kendi kendilerine boğuşuyorlar. Her şey tehlikeli artık. Her bitkiye de güven olmuyor bu devirde. Nerede nasıl hangi ortamlarda yetişiyor bilemiyoruz.

Eskiler bitkilere çok güvenirmiş. Ama şimdi ne olduğu hakkında bilgimiz yok. Göz görmeyince gönül katlanır derler ya onun gibi aslında. Gözümüzle görmediğimiz için kendimizi avutup kandırıyoruz. Kış, bitki, hastalık demişken öğrendiklerime göre hamile kadınların limon, bal, zencefil karıştırıp ılık içmeleri çok faydalıymış bu tür gribal enfeksiyonlarda onlara en iyi gelen ürünler bunlarmış. Birde nar kabuğu. Bildiğiniz üzere narın faydaları saymakla bitmez. Narın en büyük özelliği antioksidan olmasıdır. Bu antioksidanların prostat, mide kanseri, kolon, akciğer ve meme kanseri üzerinde olumlu etkileri olduğu çeşitli çalışmalar ile uzmanlarımız bunları göstermiştir. Nar aynı zamanda kan damarlarını korur, gençleştirir ve böylece kan dolaşımını iyileştirerek kalp ve damar sağlığını koruyabilmektedir. Narın kolesterol düşürücü etkisi de bulunmaktadır. Nar kabuğunu rendeleyerek çay halinde demlenmesiyle çok şifalı bir çay meydana gelir. Sizlere söylemem gereken şudur ki araştırıp okumadan bitkide olsa tüketmeyin. Hepimize sağlıklı, hastalıksız, bol şifalı günler dilerim…

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.