Emine Çoruk

Emine Çoruk

08 Nisan 2024 Pazartesi

ALLAH İYİLERLE KARŞILAŞTIRSIN

ALLAH İYİLERLE KARŞILAŞTIRSIN
0

BEĞENDİM

ABONE OL

MARMARİS-ŞAHİN RESTAURANT MARKET-ŞENOL’UN YERİ

Allah iyilerle, iyiliklerle karşılaştırsın diye başlamak istiyorum yazıma. Bu o kadar önemli bir niyet ki, tüm yaşamınızı bu cümle ile şekillendirebilirsiniz.  Çünkü sizin yolunuza, yaşamınıza çıkan insanların sizin yaşamımızda rolleri vardır. Asıl olan ahlak, vicdan ve merhamettir bunların yoksunluğundan korusun ve iyilere çıksın yolumuz. İnsanlık köreldi, özde kalmışlık, saf temizlik duygusunu yaşayacağın kimse kalmamış gibi hissediyorsun bazen. Özümü, özümüzü kaybetmedik şükürler olsun böyle çok insan var ama kendin gibi insanlar azaldığı için duygularımız köreliyor bu duyguları paylaşabileceğimiz insanlar azalıyor. Egonun istila etmediği, özünde ve temizliğinde kalan insanları görünce de anlıyorsunuz hemen, cevher bulmuş gibi oluyorsunuz.

Asıl azmaz bal kokmaz der benim babam her zaman, asil azmaz bal kokmaz…

Asıl olan, aslında olan özünde olan iyinin de kötünün de farkında olan iyide ne oldum delisi olmadan, kötü de niye diye hayıflanmayan. Bunun olgunluğunda farkındalığında olan insan özünden kopabilir mi hiç?

Olanın da olmayanın da hayır olduğunu bilen hiç şikayet eder mi ya da vay ben ne oldum diye egoya bürünür mü? Babamın da dediği gibi asıl azar mı bal kokar mı hiç? Her daim şükretmesini bilen özden şaşar mı hiç?

En büyük duamdır benim. ‘Rabbim çocuklarımı, ailemi sevdiklerimi iyilerle karşılaştır.’ diye. Duam bile yalnız değildir. Yalnız kendim için dua edemem, etmedim hiçbir zaman. Tüm sevdiklerim tüm yaradılış ve tüm insanlık içindir ettiğim dualar şükürler olsun. Sen kimin için ne dilersen ne yaparsan o gelir başına derler ya ondan mıdır bilmem yolumuz hep iyilere düşüyor bizim… Bu kadar kötü olabilirler diye hayretler içinde kaldığımız, gördüklerimiz de oluyor. Hayatta denge var tabi bunlarda olacak ki denge sağlansın. Bizler onların yaptığını yapamayız yaparsak onlar gibi oluruz onlardan ne farkımız olur? O yüzden oyalanmayız oralarda gerisini Yaratana bırakırız ders ve tecrübelerimizi alırız yaşam okulundaki. Onların da bizim hayatımızda rolleri var kötülük olmayınca iyiliği, iyileri, iyilikleri nasıl anlarız?

Diyorum ya Allah iyilerle karşılaştırsın diye dua ederim her zaman. Dualarım karşılık buluyor nihayet yine yeniden tam da böyle güzel insanlar çıkıyor yine yolumuza yaşamımıza. Yapmış olduğumuz tüm yolculuklarda, tatillerde olduğu gibi, nereye gidersek gidelim güzel insanlar buluyor bizi ya da biz onları.

Tüm yılın büyükşehirdeki yoğunluğu koşuşturmasıyla geçen zamanın yorgunluğunu atmak için tatile çıkıyoruz eşimle birlikte. İki yıldır tatilin başka bir versiyonunu deneyimliyoruz. Yıllar önce de bu şekilde deneyimlerimiz oldu fakat çocuklar olunca onlar için daha bilindik otellere gidilip daha çok çocuklarımıza hitap eden tatillerimiz oluyordu. Çocuklarımızın büyümesiyle birlikte onların da kendi planları programları oluyor ve bize siz birlikte takılın diyorlar. Onlar olmadan eksik oluyoruz ama onları da zorlayamıyoruz tabi. Biz de eşimle birlikte kendi aracımızla birlikte atıyoruz kendimizi yollara. Doğaya ve doğallığa olan aşkımızla nerede doğallık var, nerede orman, yeşillik, nehir, ırmak dağ bayır varsa biz oralarda alıyoruz soluğu. Plansız tamamen spontane istediğimiz yerde gezip dolaşıp orada bir yer bulup konaklamak gibi. Bunun keyfini huzurunu ve mutluluğunu ne kadar anlatsam az gelir. Orman yolunu tercih ediyoruz çoğunlukla camlarımızı açıp orman, çam kokusunu doğanın o mis kokusunu, huzuru içimize çekip rüzgarı hissetmek, müzik eşliğinde paha biçilmez oluyor. Küçük şeylerle mutlu olmayı başarabilmek bir sanat aslında. Bir çocuk saflığında bulunduğumuz ortamı güzelleştirebilmek, yanında sevdiklerin olduktan sonra her yer cennet sana, her anın mutluluk. Tabi bu tercih meselesi herkes farklı düşünebilir. Bu sefer ki yolculuğumuz Marmaris taraflarıydı. Çocuklar gibi şen olduğumuz, her anımızı dolu dolu keyifle geçireceğimiz bir tatil yolculuğu daha.

Sabahın erken saatlerinde çocuklarımızı öperek bismillah diyerek yine düştük yollara. Marmaris merkezde kahvaltımızı yaptık ve merkezi dolaştık. Akşam yemeğimizi sahilde yedikten sonra merkezde güzel bir otelde konakladık. Ertesi gün kahvaltımızı yaptıktan sonra Marmaris çevresindeki koyları gezmeye başladık. İlk olarak İçmeler plajına giderek muhteşem manzarasını izledik ve fotoğrafladık. Oradan ayrıldıktan ve Turunç koyuna giderek denizinin berraklığı ve dinginliğini hissettik, muhteşemdi. Turunç’ta denize girip yüzdükten sonra oradan ayrılarak Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Bayır mahallesine düştü yolumuz. Meydanda bulunan tarihi çınar ağacını görmek, dilek tutmak, fotoğraflamak için ağacın bulunduğu meydandaki köy kahvesinde oturduk. Kahvemizi, çayımızı içtikten sonra 900 yaşında olduğu belirlenen dev çınar ağacının etrafını çocuklar gibi gülerek üç kez dolaştıktan sonra dilek tuttuk. Marmaris Ticaret Odasınca 1995 yılında bin 880 yaşında tabiat anıtı olarak tescil ettirilen 2,8 metre çapındaki çınarın çevresi 8,7 metre ölçülmüş. 35 metre yüksekliğindeki ağaç, 706 metrekarelik alanı kalıyor. Görülmeye değer bu tarihi ağaç aynı zamanda bizim yolumuzu güzel insanlara düşürdü. Diyorum ya kafamıza göre takılmayı seviyoruz biz. Akşam kalabileceğimiz bir otel bakarken doğal güzel köy evlerini gördük. Bahçeli, beyaz duvar boyası, mavi pencere çerçeveleri, bahçesinde incir ağaçları ve defne ağacı yaprakları. Tam da bize hitap ediyordu. Biz doğallığı yeşili doğayı seven insanlar olarak aha bulduk kalacağımız yeri dedik. Yanında bulunan ve aynı kişilere ait bungalov evlerden daha ilgi çekiciydi şirin köy evi. Bir gece kalacak etraftaki doğal güzellikleri, tarihi yerleri gezip yine yolumuz nereye düşerse yola devam edecektik. Biz öyle sanıyorduk tabi. Şunu yine belirtmeden geçemeyeceğim bizim yolumuza hep güzel insanlar çıkıyor şükürler olsun ettiğim duam duamız belki de bunun sonucu. Hayatına katkısı olan, kolaylık olan güzel insanlar. Eve bakmak için gittiğimizde Mehmet isminde genç bir çocuk karşıladı bizi. Sıcacık, doğal, tertemiz gencecik bir çocuk. Adının Mehmet olması bizde hemen bir sempati uyandırdı zaten büyük oğlumuzun ismi. Hoş bir öncekinde de Arda isimli (küçük oğlumun ismi) onun yaşında bir çocuk denk gelmişti çocuklarımız olmasa da yanımızda düşüncelerimizle çekiyoruz onları sanırım. Mehmet bize şirin köy evini gezdirdi. Yaşı küçük fakat konuştukça o kadar olgun ve aklı başında bir genç ki bu yaşta bu olgun mütevazi özde kalmış, akıllı, gelecek ideali ve ticari zekası olan gencecik bir delikanlı. Konuştukça anılıyoruz nişanlı olduğunu, ablası, annesi, babası ve halası ile aile işletmeleri, restoranları vardı. Restoranın hemen yanında marketleri ve kendi ürettikleri en az on çeşit balları, zeytinyağlarının satışını yaptıkları stantları. Böyle gençlerimizin olmasıyla gurur duyduk içten içten bizim sizlere ihtiyacımız var, sizin gibi idealist üreten özde kalmış gençlere. Bir gece diye düşünürken iki gece kalmaya karar verdik burada, Mehmet’in sempatik ve güzel yüreği tavrından dolayı. Biz köy evine eşyalarımızı yerleştirdikten sonra karnımızı doyurmak için Mehmetlerin aile işletmesi olan lokantalarına gittik. O kadar sıcak kanlılardı ki Şenol abi bize hoş geldiniz diyerek siparişe göre taze hazırlanan menülerini bize anlattı. Kendi yetiştirdikleri sebzeleri ürünleri ile çok çeşitli seçenekler… Siparişlerimizi afiyetle yedikten sonra köy evimize dinlemeye çekildik. Güzel bir uyku çektikten sonra hazırlanıp yine restorana kahvaltı yapmak için gittik. Odun ateşinde hazırlanan çeşit çeşit gözlemelerin ve bazlamaların kokusu buram buram geliyor iştahımızı kabartıyordu. Mis gibi gözlemelerimizle kahvaltımızı yaparken Mehmet tabağa koyduğu taze dalından koparılmış incirleri masamıza koydu afiyet olsun diyerek. Eşimle birbirimize baktık ve ne kadar ince bir davranış olduğunu belirtik gülümseyerek. Bir gün önceki sohbetimizde bahçedeki incir ağaçlarından incir koparabilir miyiz diye sormuştum. Dalından incir koparıp yemeyi çok sevdiğimi, benim için ayrı bir keyif olduğunu söylemiştim. Tabi abla ne demek demişti ama bize jest yapacağını hiç düşünmemiştik. Güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra etraftaki koyları, doğallıkları, tarihi yerleri görmek için hesap ödemeye gittik. Fakat bizden hesap almadılar sonra ödersiniz nasılsa buradasınız dediler. Biz zaten bu tutumlarından dolayı öncesinde iki gece kalmaya karar vermiştik. Bizim için bir artı puan daha oldu bu güven duygusu ve tavırları. Biz yine gezip dolaşıp denizimize girerek gittiğimiz yerlerde yine özünden şaşmamış güzel insanlarla karşılaştık. Kahvemizi içelim biraz oturalım diye hem lokanta hem kahvehane gibi manzarası güzel olan bir yer gördük. Oraya doğru yaklaşırken manzarası ne güzelmiş diye konuşuyorduk.  O manzaralı yerde oturan köy halkı kalkarak bize buyurun oturun diyerek misafirperverlik ve ince bir davranış sergilediler. Biz ısrarla teşekkür ederek buna gerek olmadığını söylememize rağmen bize bıraktılar. Doğal özünde ve egonun ele geçirmediği kocaman yürekler. Akşam yine mis gibi yemekleri için restoranda geldik yemeğimizi yedik ve eve geçtik. Bahçede doğanın kokusunu, huzurunu, dinginliğini hissetmek için oturduk biraz. Bu arada yukarı taraftan sesler geliyordu bize seslendiler buyurun sizle birlikte oturalım çayımızı için diyerek davet ettiler. Mehmet ve güzel ailesi. Hep birlikte Şenol abinin doğum gününü kutluyorlarmış. Yukarıya çıktık ve güzel bir aile ortamı sıcacık bir ortam. Bizim haricimizde genç bir çift daha vardı onlarla tanıştırdılar bizi. Onlarda geçen yıl yaz tatili için gelip burada kalmışlar ve bu sıcak ortam ve güzelliklere doyamadıkları için bu sene yine gelmişler. Sohbet esnasında siz bizi tanımıyorsunuz, o kadar iyi niyetlisiniz ki çıkışta ödeme yaparsınız diyerek bizden para almadınız, ya biz iyi niyetli insanlar olmasaydık? olabilir de böyle şeyler dediğimde, olsun böyle bir şey olursa da kendileri bilir biz müşterilerimize kolaylık ve güven veriyoruz, güveniyoruz dediler. Ne kadar güzel bir ruh hali böyle bir şey olabileceğine ihtimal dahi vermiyor. Kişi kendinden bilir işi ya onlar da öyle olsa da umurlarında değil. Onlar kendilerine yakışanı yapıyor ve severek yaptıkları işlerini bırakın hile hurda karıştırmayı kötü duygu düşünce bile karıştırmıyorlar… Böyle güzel insanları görünce huzur doluyor içiniz umut doluyor insanlığa dair.

Ertesi gün oradan ayrılma vakti geldi, eşyalarımızı arabaya yerleştirip kahvaltı için yine Şenol’un yeri restoranına gittik. Hesabımızı ödeyip hoş çakalın demek için. Yine güzel bir kahvaltının ardından hesabımızı ödeyerek vedalaşmak için gözleme ve bazlama yapılan bölüme geçtik. Onlarla vedalaşırken koca koca iki bazlama sardılar hemen sıcak sıcak yolluk olsun bu size dediler. Biz ısrarla parasını ödemek istesek de almadılar parasını Mehmet annesi ve halası. Bir gün öce biz gezmek için çıktığımız da ne üzülmüş halası Aynur Hanım, telefonlarını alamadan gittiler diye. Onlar geri gelecekler deyince sevinmiş. Telefonlarımızı verdik, birbirimizle fotoğraflar çekildik ve yine dalından incir tutuşturdular elime güzel insanlar. Hep böyle kalın e mi hep böyle kalın… Yolumuz yine sizin güzelliğinize düşsün… Benim yan komşum Sennur ablam annem, ablam, arkadaşım yani her şeyim olan şansım benim. Bir şey söylediğinde nereye gider diye düşünmediğin güvenin adı. 29 yıllık komşuluğumuzda beni, birbirimizi hiç yanıltmadığımız. Şükürler olsun tüm komşularımızla ilgili şanslı olduk hep güzel insanlar oldu komşularımız. Başka bir yazımda geniş anlamda komşularımız ve komşuluk ilişkileri hakkında geniş kapsamlı bahsetmek istiyorum sizlere. Kısacası şanslıyız komşularımızla alakalı. İşte benim can Sennur ablam her zaman şunu der bana: ’Altının kıymetini sarraf bilir, insanın kıymeti de insan olan bilir.’’ Ne kadar doğru bir söz. İnsani vasıflar sahip olan insanlığın değer yargılarını bilen kişinin farkındalığı olur, yoksa kişi kendinde olmayan bir şeyin nasıl farkında olsun. İnsana rast gelelim, yolumuz da yönümüzde iyilere iyiliklere çıksın güzel insanlar…

Sevgiyle, hoşça ve güzelliklerle kalın…

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.