Total Banner
GURBETE DAİR
270 okunma

GURBETE DAİR

ABONE OL
19/05/2022 17:12
GURBETE DAİR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Atalarımız, gurbetin insanoğluna ne kadar dayanılmaz yürek sancıları yaşattığını: “Eşiğin ardı gurbet!” sözüyle vurgularlar. Ayrılık, insanın doğasında var. Her insan, vakti saati geldiğinde anadan, babadan, yardan, cümle dost ve akrabalardan uzak düşmek zorunda kalabilir. Yaşadığımız hayatta her an sevdiklerimizden ayrılabileceğimizi düşünmek, bizleri çeşitli sebeplerle oluşabilecek ayrılıklara karşı hazırlıksız yakalanmaktan alıkoyar. Aksi takdirde, ayrılığın acısı köz olur, yakar kavurur insanı…
Doğu bölgelerinde herhangi bir sebepten dolayı gurbete çıkmak zorunda kalan insana “garip” diye seslenirler. Gurbette bulunan kişinin dalından kopmuş çiçek misali yalnızlığından kaynaklanan zayıflığı yönüyle, garip sayılması yadırganmamalıdır. Çünkü gurbete çıkan kişi, kendi çevresinden ayrılarak, huyunu suyunu bilmediği farklı bir ortama gelmiş ve yabancı durumuna düşmüştür.
Kendi yöresiyle uyuşmayan farklı bir iklimin şartlarına bünyesi alışmaya çalışırken, bir yandan da kendi kültürüyle bağdaşmayan farklı değerler sisteminin temsilcisi olan insanlarla uzlaşabilmenin mücadelesini verecektir. Gurbette kaldığı süre boyunca; kültür, iklim ve tabiat şartlarının farklılaşmasından oluşan olumsuzluklar ve hiç beklemediği aksilikler yakasını bırakmayacaktır. Bir halk türküsündeki “Bir yiğit gurbete gitse/ Gör başına neler gelir/ Garip sılayı andıkça/ Yaş gözüne dolar gelir” sözleri, bu gerçekleri dile getirir.
Zorlu hayat seferinde, direnci zayıf yüreği yufka olan insanın dünyada aradığı huzur ve mutluluğu bulma şansı azdır. Hal böyleyken, hayat şartlarının zorluğu gurbette daha da katmerlidir. Atalarımızın gurbetle ilgili bahis açıldığında, gurbet kavramına “zalim gurbet” sıfatını yakıştırmaları boşuna değildir. Zira gurbet; yoklukların sinesinden sabır damıtmak, acıların bağrından umut sağmaktır.
Gurbet üzerine çok sözler söylenebilir. Ateşin düştüğü yeri yakması misali, gurbete çıkan insanın çektiği sıkıntıları da gurbette yaşamış insanlar bilir. Gerçi insanoğlu, dünyaya gelmesiyle zaten gurbet yolculuğuna başlamıştır. Yaşadığı hayat içersinde, kendisiyle alakalı bir sebepten dolayı çevresinden ve eşinden dostundan uzaklaşarak çıktığı gurbet seferi, geçici bir ayrılıktır. Ömrün sonlanması olan ölüm ise, bu dünyadan ve tüm sevdiklerinden ayrılığın kalıcı boyutudur. Gurbet kavramını yüreğinin derinliğinde hisseden son dönem şairlerinden Kemalettin KAMU, gurbet adlı şiirinde: “Gurbet o kadar acı ki/ Ne varsa içimde/ Ben gurbette değilim/ Gurbet benim içimde!” mısralarıyla, insan ve gurbet paradoksunu çarpıcı bir şekilde vurgulamıştır.
Ülke bütünlüğünü geniş bir aile olarak düşündüğümüzde, memleket içi ayrılıkların gurbet olarak addedilmemesi ve her birimizin ömrümüzün tamamında kendi gerçek sılamıza dönebilmemiz dileğiyle…

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.