Mine KAYAÇELİK

Mine KAYAÇELİK

12 Nisan 2023 Çarşamba

KENDİ ÇAPALARIYLA BAŞARMAK  

KENDİ ÇAPALARIYLA BAŞARMAK  
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Çocuklarımız üç yaşlarını geçmeye başladıklarında,  büyük çoğunluk özellikle kızlar, ev işlerinin yapımında annelerine yardımcı olmaya can atarlar. Sofra kurmada, çamaşır yıkamada, temizlik yapmada, toz almada, bulaşık yıkamada gönüllü birer yardımcı olma isteğindedirler. Onların Küçük sorumlulukların kazandırılmasında bu da çok elverişli bir olanaktır. Kuşkusuz, çocuk anneye yardım etme çabası içindeyken bazı gecikmelere, oyalanmalara ve hatta kazalara neden olabilecektir. Ancak unutulmamalıdır ki, çocuğu bu yaşlarda işe yaradığı, yararlı olduğu, başarılı olduğu bu duygusunun kazandırılması, onun iş yaşamındaki başarısına katkıda bulunacaktır.

Bazı annelerin, çocuğun yardım etme isteğini anlayışla ve sevinç duyarak karşılamalarına karşın, bazıları onu küçük gören biçimde tersler. “Sen benim ayaklarımın altında dolanma. Git bir köşede uslu uslu oyna. O zaman ben işimi daha çabuk bitiririm” der. Bu yanıt çocukta bir kırılma meydana getirir. Bunun doğal bir sonucu olarak çocuk, ileride kendisine evin düzeni, eşyaların temizliği, bahçenin bakımı, odasının toplanması konusunda yapılan eleştiri ve uyarmalara olumlu yanıt vermeyecektir.

Çocuklarımız büyüdükçe, ev işlerinde işe yarama duygusuyla, her bir uğraşa istek göstermesi gayet doğaldır. Bu yaşlardaki çocuklardan en çok duyulan sözlerden biri de, “Ben yaparım’’dır. Gömleğini,  çorabını, ayakkabısının giymeyi isterler. Sofraya gidecek bardakları, tabakları taşımaya can atar. Evin yanındaki bakkala gitmek, bir şeyler alıp getirmek, çiçekleri sulamak, onun için hep birer mutluluk kaynağıdır. Her ne kadar çocuk, yapmaya istek gösterdiği işlerin tümünü yardımsız, denetimsiz yapamasa da, onun bağımsız iş yapma şevkini kırmayacak biçimde yapılacak yardımlarla, sorumluluk duygusu geliştirilebilir.

Ben yeğenlerime  saksı, toprak ve çiçek almıştım. Onların çiçek dikmesini beraber gerçekleştirmiştik.  Sonra da sulamıştık. Çok zevk almışlardı ve çiçek yetiştirmeyi onlara öğretmiştim. Böyle çalışmaları çocuklarınızla sizde yapın. Onlara beceriler kazandırın inanın ki büyük zevk alacaklardır. Ayrıca, çiçekleri de sevecekler, ileride onlarda evlerindeki balkonlarında rengârenk çiçekler yetiştireceklerdir. Onlara bunun gibi imkânlar tanıyın.

Annelerin pek çoğu, çocuğun bu kendi işini görme çabasını, “Nasıl olsa yapamayacak Sonunda yine ben yapacağım” düşüncesiyle çocuğu engeller. Üstelik bununla da kalmayıp “Bırak ben yaparım. Ayakkabını bağlayamıyorsun, yüzünü yıkayamıyorsun her yer su oluyor. Bu işi sana bırakırsam akşama kadar bitiremezsin’’ gibi söylenen sözler, onun özgüvenini onarılmaz biçimde kırar, bağımsız iş yapma isteğini de baltalar.

Çocuklarının iş yapma isteğini bu sözlerle engelleyen anneler, onları yedi sekiz yaşlarına gelseler bile yıkayıp giydirmeye, karınlarını doyurmaya zorunludurlar. Çünkü artık çocukta, bağımsız iş yapma yetisi körelmiş, yetenekleri güdük kalmıştır. Çocuk, işlerini başkalarına gördürmeye alışmıştır. Üstelik kendi işlerinin başkalarınca yapılması, gereksinmelerinin ve bakımının başkaları tarafından karşılanması ona doğal ve olağan gelmeye başlar. Bu çağa değin işbirliği yapma duygusunu tatmadığı, bağımsız iş yapma yeteneğini geliştirmediği, görev üstlenme olanağını eline geçiremediği için, artık bunlara karşı bir istek ve eğilim de duymamaya başlamıştır.

Böyle yetiştirilen ve gelişen bir çocuk, oyuncaklarını düzenli tutma, odadaki temizliği ve düzenini koruma, ev ödevlerini kendi başına yapma, okula zamanında gitme gibi sorumlulukları kendiliğinden yerine getirmeye karşı bir istek ve çaba da göstermez. Çünkü o bilir ki, bu  sorumlulukları nasıl olsa bir başkalarının yükleneceğini  anlar  ve bunu kabullenmiş bulunmaktadır. Çocuğa üç yaşlarında, yaşına uygun olan sorumlulukların verilmesine özen gösterilmesi, gelişimin de çok önemlidir.

Kişisel gelişim kursundaydık öğretmenimiz bize bir anısını anlattı. Evlerinde iki yaşlarında küçük bebekleri varmış ve o gece misafirleri gelmiş. Çocuk kanepeye çıkmaya çalışıyor başaramıyor halıya yuvarlanıyormuş. Anne baba da çocuğa bakıyor ve gülümsüyor yardım etmiyormuş. Sonunda eve gelen misafir hanım koşarak yardım edip çocuğu kanepeye koymuş. Öğretmenimiz de misafire bakıp “Çok büyük hata yaptınız’’ deyince misafir kadın “Olur mu hiç görmüyormusunuz? Yukarı çıkamıyor ve halıya yuvarlanıyordu ve çok zorlanıyordu’’ demiş. Öğretmenimiz de  “Biz onu görüyoruz ama istiyorduk ki kendi başarsın, siz böyle yapınca bundan sonra hep bizden yardım bekleyecektir onun bazı zorlukları kendinin başarmasını bekliyorduk’’ demiş.

Çocuklarınızın öğrenmesi için ona, imkânlar veriniz. Mutlaka birçok şeyi başaracaklardır. Sevgiyle kalın. hoşça kalın.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.