Total Banner
ÜLKEMİZDEKİ 2023/2024 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞINDA EĞİTİMİN DURUMU
  • Horoz Medya
  • Yazarlar
  • ÜLKEMİZDEKİ 2023/2024 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞINDA EĞİTİMİN DURUMU
1637 okunma

ÜLKEMİZDEKİ 2023/2024 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞINDA EĞİTİMİN DURUMU

ABONE OL
20/09/2023 14:33
ÜLKEMİZDEKİ 2023/2024 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞINDA EĞİTİMİN DURUMU
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ülkemizde 2023/24 eğitim öğretim yılı, eğitimin karşı karşıya olduğu ve geçtiğimiz yıllar içinde birikerek büyüyen sorunlarının gölgesinde açılmaktadır. Özellikle son birkaç yıldır derinleşen ekonomik kriz sonucunda artan fiyatlar okul masraflarını ciddi oranda arttırmış, ailelerin bütçelerini derinden sarsmaya başlamıştır.

Eğitimin temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük politikaları, bizzat MEB eliyle yapılan yasal düzenlemeler ve fiili dayatmalar eşliğinde sürdürülmektedir. Siyasi iktidarın eğitim alanında, uzun süredir kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda attığı adımlar, çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen ‘dini eğitim’ merkezli uygulamalar, başta öğrenciler olmak üzere, öğretmenler, eğitim emekçileri ve velileri doğrudan etkilemektedir.

Ekonomik kriz ve hayat pahalılığı, gıda fiyatlarının yükselmesi, kırtasiye ve katlanan okul fiyatları nedeniyle aileler, çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılamakta ciddi anlamda zorlanmaktadır. Seçim sonrasında peş peşe gelen zamlarla birlikte veliler, çocuklarına günlük harçlık vermekte zorlanmanın yanı sıra beslenme çantalarını dahi dolduramama korkusu yaşamaktadır.

Ekonomik kriz ve hayat pahalılığı nedeniyle Türkiye’de çok sayıda öğrenci okula kahvaltı yapmadan gitmekte, yine birçok öğrencinin okulda yemek yemeden günü tamamladığı ve eve döndüğü görülmektedir. Bu sorun temel ve acilen çözülmesi gereken bir sorundur. Millî Eğitim Bakanlığı 6 Şubat 2023 itibariyle okul öncesinde ücretsiz yemek uygulamasının başlayacağını ilan etmiş olmasına rağmen bu konuda hangi adımların atıldığına dair bilgilere ulaşılamamaktadır. Resmi okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden tüm okul öncesi eğitim kurumlarındaki çocuklara haftanın 5 günü, günlük bir öğün beslenme verilmesi uygulaması gözden geçirilerek yaygınlaştırılması diğer eğitim kademelerinde de uygulanması için gerekli adımlar ivedilikle atılmalıdır.

Millî Eğitim Bakanlığı’nın öncelikli gündeminde ise öğrencilerin okul masrafları ve beslenme sorunları değil, imam hatip okullarını alternatif bir model olarak bütün insanlığın hizmetine sunmak, “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesi kapsamında okullarda ‘manevi danışman’ sıfatıyla imam ve vaiz görevlendirilmesi gibi uygulamalar bulunmaktadır.

Türkiye’nin eğitim sistemi, yıllardır benimsenen piyasa merkezli, rekabetçi ve sınav merkezli eğitim politikaları sonucunda tam bir sorun yumağı haline gelmiştir. Türkiye’de okul öncesi eğitimden üniversiteye kadar eğitimin bütün kademeleri, uzun yıllardır en temel işlevlerini yerine getiremez durumdadır. Bu durum kaçınılmaz olarak eğitimin niteliğini de olumsuz etkilemektedir.

Yaşadığımız deprem felaketiyle birlikte sadece binalar değil, ülkenin ekonomisi, doğaya ve bilime meydan okuyan, tamamen ranta dayalı kentleşme politikaları da yerle bir olmuştur. Yaşanan depremler sonucunda sadece yapılar değil, eğitim sistemi de büyük ölçüde enkaz altında kalmıştır.

Türkiye, engellilerin eğitimi konusunda gelişmiş ülkelerdeki uygulamalarla kıyaslandığında olması gereken düzeyin çok gerisindedir. Engellilerin eğitim alma ve meslek edinme taleplerini gerçekleştirme olanakları son derece sınırlıdır. Son yıllarda, sayıları hızla artan özel eğitim merkezlerinin denetimsiz uygulamaları nedeniyle engellilerin ve ailelerinin mağdur edildiğine ilişkin örnekler artmaktadır.

Okullarda, özellikle eğitimde 4+4+4 düzenlemesine geçilmesinin ardından sınıfsal bölünmeler geçmişe oranla çok daha net bir şekilde yaşanmaya başlamıştır. Okullarda aidat veren sınıf, aidat vermeyen sınıf ayrımları yapılmakta, aidat veren öğrenciler fiziksel olarak daha temiz ve daha donanımlı sınıflarda okurken, aidat vermeyen öğrenciler daha az donanımlı sınıflarda ve sağlıksız koşullarda eğitim görmeye zorlanmaktadır.

Herkesin eğitim hakkından eşit koşullarda ve parasız olarak yararlanmasının sağlanması için eğitim harcamalarının tamamının devlet tarafından karşılanması gerekmektedir. Eğitim hakkı en temel insan hakkı olarak görülmelidir. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak kamusal eğitim talebimizin yanı sıra okullarda verilen eğitimin içerik bakımından dini değil, bilimsel esaslara dayalı olması, eğitimin gerçek anlamda laik ve demokratik bir yapıda örgütlenmesi için mücadelemizi sürdüreceğimizi bildirir, tüm eğitim emekçilerine, veli ve öğrencilerimize sağlıklı, başarılı bir yıl olmasını dileriz.

Hüseyin Özdemir

Eğitim-Sen Denizli Şube Başkanı

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.