0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bilinçsiz istemeden yapılan evlilikler kötü sonuçlar doğurabiliyor. Küçük yaşta evlenip hayatın yükünü omuzlarına alan genç kadınlar mücadeleler içinde yoruluyor. Tabii ki yanlış evlilikler bunu kovalıyor. Sizlere  yakından tanıdığım bir genç kadının 17 yaşında başından geçenleri anlatmak istiyorum. Üniversite sınavlarına girmek için dershaneye gidip hazırlandığı aşamada yaşanan bir olay sonucunda acımasız dayısı hayatını mahvetti. Bir gün dershanede arkadaşları ile beraber çay bahçesinde otururken iş yeri sahibi dayısının tanıdığı olduğu için arayıp erkeklerle beraber oturuyor! diyerek genç kadını şikâyet ediyor. Yanlış anlamalar silsilesi üzerine dayısı genç kadını kafeden alarak eve kapatıyor ve günlerce yemek vermiyor. Bir genç kadının babasının olmaması akrabası olan erkeklerin o kadının hayatına karışma hakkı verdiği düşünülerek hareket ediliyor. Ne kadar mücadele etse de dinleyen anlayan olmuyor ve hiç tanımadığı biriyle evlendirdiler. Kafede oturmayı namus adı altında kötüleştirerek, yine kadının kendisine ödettikleri bir sistem içerisinde kadını istemediği bir hayatı yaşamaya zorladılar. Velhasıl kelam genç kadının fikrini düşüncesini almadan durum istemediği bir evlilikle sonuçlandı. Evleneceği adamı tanımadan evlilik yaptırdılar. Evlendiği kişini ahlaki yapısına, hayata bakışına önem verilmeden, sırf genç kadının namusun temizlenmesi adı altında kapkaranlık bir dünyaya beyaz gelinlikler içinde gönderdiler.  Ki durum hiçte iç açıcı olmadı. Evlendiği kişi davranışları bozuk ve yanlışa sürükleyen biri çıktı. Aynı zaman da madde bağımlısı. Kendisinin kullanması yetmediği gibi genç kadını da bu maddeleri kullanmak için zorladı. Kullanmak istemediği için şiddet görerek günlerce yemeksiz bırakılmış. Uzun mücadeleler sonucunda kaçarak kadın sığınma evine gitmiş. Kaçarak izini kaybettirmek istemiş ne yazık ki yine de ulaşmış. Boşanmak için yıllarca hukuk mücadelesi verdi ve sonunda boşanabildi. Son günleri tek başına arkasında kimse olmadan atlattı. Tek başına ayakta durmayı başardı. Tıpkı hikayenin en başında hayatına müdahale edilmeseydi hayata karşı sapasağlam duracağı gibi. Bir süre sonra ikinci evliliğini yaptı. 2 tane kız evlat sahibi oldu. Bu evliliğinde de aldatıldı, canı yanmasına rağmen evliliğine devam etmek zorunda kaldı. Boşanmayı düşündü ama çocuklarının da babasız büyümesini istemedi. Çünkü babasız olmanın acı tecrübesine sahip biri olarak çocuklarının da aynı şeyleri yaşayabileceğini düşünerek sabretmek zorunda bırakıldı. Bu hikayeden yola çıkarak hiçbir genç kadının namus adı altında acı tecrübeler yaşamaya mahkum edilmemesini umuyorum. Genç kadınlarımızı üstüne yüklenen bu sorumluluklardan kurtarıp eğitim almaları, kendilerini geliştirmeleri için yollarını açmalıyız. Atacakları adım, gidecekleri yollar çok uzun. Kendi istekleri ve hayalleri doğrultusunda yaşam pınarının baş ucunda nefeslenmeyi hak ediyorlar. Başarılı, aydın, özgür genç kadınlara ihtiyacımız var. Gideceği yolu görebilen, kendi kararlarını vererek hayatı sorgulayan genç kadınlara. Umarım hayat bütün kadınlara umutlu bir şekilde bakar ve yolları hep açık olur. Sevgiyle ve umutla.