NİLÜFER BEKÇİ / EVLİLİK VE BOŞANMA
340 okunma

NİLÜFER BEKÇİ / EVLİLİK VE BOŞANMA

ABONE OL
24/03/2022 16:20
NİLÜFER BEKÇİ / EVLİLİK VE BOŞANMA
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir kadın ve erkeğin, dini, hukuki veya toplumsal kanun veya törelerin uygun gördüğü şekilde bir araya gelmesine evlilik diyoruz. Evlilik bir toplumda sağlıklı ailelerin oluşması için gerekli olan en temel birliktelik biçimidir.  
Bazıları evliliğin bir imzadan ya da hukuki bir anlaşmadan ibaret olduğunu iddia etseler de evlilik çok daha fazlasıdır. Evlenen çiftler yeni bir aile kurmak ve yeni bir hayat tarzı oluşturmak amacıyla ve hayatlarını ömür boyu birleştirmek niyetiyle bir araya gelirler. Kimse birkaç ay sonra boşanma düşüncesiyle evlenmez.
Ama bazen işler beklendiği gibi gitmez ve çiftler boşanırlar. Bu durum iki taraf için de manevi yıkıma sebep olur ama çocuklar varsa en çok onlar etkilenir.
Verilere baktığımızda 2021 yılında evlenen çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre yüzde 15 artarken boşanma oranı yüzde 27 artmış. Gene verilere göre 2021 yılında ise geçimsizlik sebebiyle 169 bin 39, zinadan 131, terkte 72 olmak üzere toplamda 174 bin 85 boşanma gerçekleşmiş. Genel boşanma sebebi evlilik birliğinin sarsılmasından kaynaklı şiddetli geçimsizlik olarak belirlenmiş.
Benim değinmek istediğim de bu sebeple gerçekleşen boşanmalar. Aslında bir ilişki yürümüyorsa, geçimsizlik gerçekten ağır derecedeyse yolun başındayken ve çocuk yapmadan yolları ayırmak en doğrusu. Anlaşamayan bir çiftin nikâhta keramet araması ne kadar yanlışsa, yürümeyen bir evliliği düzeltir beklentisiyle çocuk yapmak da bir o kadar yanlıştır.
Peki, bu şiddetli geçimsizliğin ölçütü nedir?
Geçenlerde bir aforizmaya rastladım : “Evlilik, değiştiririm dediğinizle değil, değiştirmek istemediğiniz biriyle hayatını birleştirmektir”
Bence geçimsizliğin en önemli sebebi de çiftlerin birbirlerini kendi istedikleri kılıfa sokmaya çalışması. Siz bir insanı seviyorsanız olduğu şekliyle seviyorsunuzdur. Eğer onu değiştirirseniz o artık sizin sevdiğiniz kişi değildir. Üstelik artık kişiliğini kaybetmiş ve mutsuz bir birey haline gelmiştir. Onu değiştirmek için yaptığınız baskı da evliliğinizi zedeler. Bu evliliğin bitirilmesi ise en an karşı tarafın değişmeye direnmesi kadar normal ve gereklidir.
Bedel ödemeden mutlu olmaya çalışmak da boşanmaya götüren bir davranış biçimidir. İlişkilerde iki tarafın da çaba göstermesi zorunludur. Eşlerden biri sürekli kendine çekerse o ilişki sağlıklı yürümez. Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a  göre: “karşılıklılık ilkesi unutulur, eşler emek vermeden, yorulmadan, çile çekmeden mutlu bir evlilik yaşamak isterlerse, buna ulaşmaları mümkün olmayacaktır. Mutlu evlilikler, yatırım yapılmış, bedel ödenmiş, zorlukları aşmak için tarafların birbirlerini anlamaya çalıştıkları evliliklerdir. Böyle evliliklerde eşler, küçük bir sıkıntıyla karşılaştıklarında, ‘bu kadın ya da adam beni mutlu etmiyor’ diyerek boşanma yoluna gitmezler. “
Önceden uzun zaman flört edilmiş bile olsa aslında birlikte yaşamadan çiftlerin birbirini tam olarak tanıması mümkün değildir ve aynı evde, aynı hayat paylaşılmaya başlandığında mutlaka sıkıntılar olacaktır ama bunları aşmak için iki tarafın da birbirine doğru adım atması, çaba göstermesi en doğrusudur. Daha baştan hiç çaba göstermeden evlilik yürümüyor diye mahkeme kapısına koşmak kolaydır. Ancak sevginin emek istediği unutulmamalıdır.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.