0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ege bölgesinin Manisa ve Uşak illeri son yıllarda doğal ve kültürel güzellikleriyle adlarını duyuruyorlar. Manisa’nın Kula ilçesi bu konuda öne çıkıyor. Gerek ilçenin merkezinde bulunan 1. Derece sit alanı Eski Kula Evleri, gerekse gene 1. Derece sit alanı olan Kuladokya bölgesi yerli ve yabancı turistlerin ilgi alanına girmiş durumda.

Kula evleri 18. yy Osmanlı İmparatorluğunun idaresi altındaki hemen her bölgede karşımıza çıkan ve TÜRK EVİ olarak bilinen ahşap evler. Gerek plan, kuruluş ve gerekse ahşap, alçı ve kalem işi gibi zengin sistemleriyle bu dönem Osmanlı Sanatının başarılı örneklerini oluşturuyorlar. 19, yy da devam eden bu yapı tipiyle Kula tipik bir Osmanlı Kent dokusuna sahip.

 Tarihi Kula evleri genellikle iki katlı olup, kerpiç dolgulu, taş zemin kat ve taşıyıcı sistemi ağaç yapı tekniği ile ahşap olarak inşa edilmiş yapılar. Üst katlar sokağa doğru çıkıntılı yani cumbalı ve kiremitle örtülü çatılar bir saçak ile bitiyor. Bu saçakların alt kısmındaki süslemeler görülmeye değer. Pencereler tahta kepenkli. Alt katları genellikle penceresiz ya da az pencereli. Evlerde baş ve köşk odaları bulunuyor. Bu odalarda ahşap işlemeli davlumbazlar var. Tavanlar işlemeli. Oda kapıları ve hayata bakan dış kapılar çok parçalı ve işlemeli. Evlerin iç kısımları avlu ya da bahçe ile bir bütün olup günlük yaşam biçimi ile uyumlu bir yapıdalar. Bu evlerin planı gününün büyük bir kısmını evde geçiren kadına göre düzenlenmiş.

Dış kapılarda biri küçük diğeri büyük iki kapı tokmağı bulunuyor. Geleneğe göre eve gelen erkek misafir büyük tokmağı, kadınlarsa küçük tokmağı vuruyorlar. Buna göre gelen erkekse kapıyı erkekler açıyor.

Bugün evlerin çoğu kafe ve restoran ya da otel olarak kullanılıyor. Henüz restorasyon aşamasında olanların yanında hiç ellenmeyen, metruk halde evler de var. Bazılarındaysa aileler hâlâ yaşamlarını sürdürmekte.

Kula Evleri’ni ziyaret, aracınızı şehir merkezinde bırakıp yürümek zorunda bırakılmanız nedeniyle çok zor. Merkezden tarihi çarşıya, oradan da eski evlere uzun bir yürüyüş sizi bekliyor. Bu da bölgenin tanıtımına ket vurmakta.

Kula’dan çıkıp Burgaz Köyü’ne doğru 18 km. gittiğinizde sizleri tam bir görsel şölen bekliyor.

Kapadokya’daki peribacalarına benzer jeomorfolojik oluşumlar nedeniyle yöre halkı bölgeye Kuladokya adını vermiş. Yörenin kumlu killi kireçli yapıdaki tüflerden oluşan toprak yamaçlarının sel suları, rüzgâr ve yağmur tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan bu doğa harikaları, ziyaretçisini mitolojik bir filmin içindeymiş gibi hissettiriyor. Alanın tamamı 37.5 hektar büyüklüğünde ve 1. Derece arkeolojik ve doğal sit alanı. Aynı zamanda Türkiye’nin 107. Tabiat anıtı.

Uşak Ulubey ilçesinde bulunan Ulubey Kanyonu ise 77 kilometrelik uzunluğuyla, ABD’deki Grand Kanyon’dan sonra dünyanın en uzun ikinci kanyonu. 100 ila 500 metre arasındaki genişliği ile bünyesinde başta antik dönem olmak üzere Selçuklu ve Osmanlı’dan birçok yapıyı barındırmakta. Ulubey Kanyonu yer yer 140 ila 170 metre arasında derinliğe ulaşırken, zemininden de Banaz Çayı ve Dokusele Deresi geçiyor.

Uşak Valiliği, Uşak İl Özel İdaresi ve Ulubey Kaymakamlığı tarafından 2015 yılında yaptırılan 150 metre yüksekliğinde ve 135 metrekare büyüklüğündeki cam teras ise her yıl binlerce turisti ağırlıyor.  

Kanyonda yöresel ürün satış reyonları, kafeterya ve bir macera parkı da bulunuyor. Bölgede bulunan Ters Evde ise tavana asılı mobilyalar arasında gezinmek ve fotoğraf çektirmek ziyaretçilere ilginç bir deneyim fırsatı sunuyor.

Ters yapıların amacı misafirlerini her şeyin baş aşağı olduğu alternatif bir gerçeğe sürüklemek. Hem çocukların hem de yetişkinlerin ilgisini çekecek şekilde tasarlanan evler, eğlenceli ve heyecan verici zaman geçirmenizi sağlıyor.

Zamanı iyi kullanmak şartıyla bu ilginç destinasyonları bir Pazar gününe sığdırabilir, ailenizle hoş bir macera yaşayabilirsiniz.