EZAN VE İSLAM
323 okunma

EZAN VE İSLAM

ABONE OL
12/09/2022 09:38
EZAN VE İSLAM
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Abdullah bin Amr bin Âs (r.a), Resûlullah Efendimiz’in şöyle buyurduğunu işitmiştir: “Müezzinin ezan okuduğunu duyduğunuzda, söylediklerinin aynısını siz de tekrar edin. Sonra bana salevat getirin. Çünkü kim bana bir salevat getirirse, Allah buna karşılık ona on defa salât eder. Daha sonra benim için Allah’tan «Vesîle»yi isteyin. Vesîle, cennette Allah’ın kullarından bir tek kişiye nasîb olacak bir makamdır. O kulun ben olacağımı umuyorum. Kim benim için Vesîle’yi isterse, ona şefaatim vâcip olur.” (Müslim, Salât, 11) 2- Câbir bin Abdullah Hazretlerinden rivâyet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur: “Kim ezanı işittiği zaman: «Ey şu mükemmel dâvetin ve kılınacak namazın Rabbi olan Allah’ım! Muhammed (s.a.v)’e “Vesîle”yi ve fazileti ver. Onu, kendisine vaad ettiğin “Makâm-ı Mahmûd”a ulaştır» diye dua ederse, kıyamet gününde o kimseye şefâatim vâcip olur.” (Buhârî, Ezân, 8; Tefsîr, 17/11. Ayrıca bkz. Ebû Dâvûd, Salât, 37/529; Tirmizî, Salât, 43/211; Nesâî, Ezân, 38/678; İbn-i Mâce, Ezân, 4) 3- Sa’d bin Ebû Vakkas Hazretlerinden rivâyet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur: “Kim müezzini işittiği zaman: «Tek olan ve ortağı bulunmayan Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in (s.a.v) O’nun kulu ve Resûlü olduğuna şahitlik ederim. Rab olarak Allah’tan, Resûl olarak Muhammed’den (s.a.v), din olarak İslâm’dan râzı oldum» derse, o kimsenin günahları bağışlanır.” (Müslim, Salât, 13. Ayrıca bkz. Tirmizî, Salât, 42/210; Nesâî, Ezân, 38/677; İbn-i Mâce, Ezân, 4) 4- Ebû Hüreyre’den (r.a) nakledildiğine göre Resûlullah Efendimiz şöyle buyurmuştur: “İnsanlar ezan okumanın ve namazı birinci safta kılmanın ne kadar faziletli olduğunu bilseler ve sonra da kur’a çekmekten başka çare bulamasalardı, muhakkak bunlar için aralarında kur’a çekerlerdi.” (Buhârî, Ezân, 32, 9, Şehâdât 30; Müslim, Salât 129)

 HADİSLERİN AÇIKLAMASI

Kulluğun esâsı, Allah’a saygı göstermektir. Saygı hâli ne kadar kusursuz olursa kulluk da o nisbette kemâl bulur. Allah’ın yeryüzünde bazı nişâneleri (şeâiri) vardır ki, onlara hürmet ve muhabbet beslemek, Allah’ı sevip O’na tâzimde bulunmak mânâsına gelir. O alâmetlere saygısızlık ise, Allah’a saygısızlık anlamı taşır. Bunlar; Kur’ân-ı Kerim, Kâ’be, Peygamber, ezan, namaz, kurban, Safâ ve Merve gibi, Allah’a yakınlık hissi uyandıran alâmet ve işaretlerdir. Cenâb-ı Hak, yeryüzüne koyduğu bu alâmetlere hürmetsizlikten kaçınmayı emretmiştir.[1] Onlara tâzimde bulunup hürmet edenlerin ise, hayra nâil olacağını bildirmiştir. Âyet-i kerimelerde şöyle buyrulur: “Her kim, Allah’ın hürmet edilmesini istediği şeylere saygı gösterirse, bu, Rabbinin katında kendisi için daha hayırlıdır.” (Hac 22/30) “Kim de, Allah’ın şeâirine ta’zîm gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır.” (Hac 22/32)

EZAN DAVETTİR

İslâm’ın mühim alâmetlerinden biri de ezandır: Ezan vasıtasıyla, İslâm’ın esasları günde beş defâ yüksek sesle ilân edilerek kâfirler imana, Müslümanlar da cemaatle ibadete ve birlikberâberliğe dâvet edilmektedir. Bir yerde ezan okunduğunda, orada Müslümanların varlığı ve o bölgenin İslâm toprağı olduğu ilân ediliyor demektir. Bu yönüyle ezan, târih boyunca fetih ve zaferlerin vazgeçilmez bir unsuru olmuştur. Yeni fethedilen bir memleket, okunan fetih ezanıyla İslâm diyârı hâline dönüşmüş, Resûlullah, herhangi bir beldenin Müslüman olup olmadığını, ezanla tesbit etmiştir.[2]

Aslî lisânıyla okunan ezan, hangi dili konuşursa konuşsun bütün Müslümanlar tarafından dünyanın her yerinde rahatça tanınabilir ve mesajı kolayca anlaşılır. Ezan, Peygamberlik vazifesinin bir devamıdır. Çünkü o, dînin en büyük rüknü ve bütün ibadetlerin esası olan namaza çağrıdır.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.