Total Banner
DENİZLİ’NİN GİZLİ HAZİNESİ İLBADI MEZARLIĞI
2092 okunma

DENİZLİ’NİN GİZLİ HAZİNESİ İLBADI MEZARLIĞI

ABONE OL
03/05/2023 12:37
DENİZLİ’NİN GİZLİ HAZİNESİ İLBADI MEZARLIĞI
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bazı araştırmacıların Batı Anadolu’daki Ahlat diye adlandırdığı İlbadı mezarlığını her Denizli’ li bilir. Mutlaka büyük dedelerinin mezarı İlbadı mezarlığındadır. Ancak yeni adıyla İlbade Mezarlığının Ege bölgesinin en büyük ve en eski mezarlıklarından biri olduğunun çoğumuz farkında bile değildir.  Kent içinde tarihi bir hazine olan Mezarlığın tarihi 13. yüzyıldan itibaren başlamaktadır. İlbadı mezarlığı Kültür ve Turizm Bakanlığının koruduğu yerler arasındaki önemli bir sit alanıdır. Envanterinde bulunan taşların zenginliğinden dolayı Batı Anadolu’daki Ahlat olarak da tanımlanmaktadır.  Mezarlığı cenaze sahibi gibi değil de müsait bir zamanda eğer bir turist gibi gezerseniz bir açık hava müzesi gibi olduğunu göreceksiniz. Mezarlığın dört giriş kapısı vardır. Yapılan kazı çalışmalarıyla 8000 mezar taşının envanteri yapılmıştır. 2007 yılında başlayan restorasyon ve kazı çalışmaları Prof. Dr. Kadir PEKTAŞ tarafından yapılmıştır. İlbade Mezarlığı, Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin destek ve katkılarıyla bir kültürel sit alanına dönüştürülmüştür. Kadir PEKTAŞ Hocanın, “Denizli’de Türk Varlığının Kadim Tarihi” isimli kitap da İlbadı mezarlığındaki tarihi yapıları ele almıştır. Bu kitap Denizli Belediyesi kültür yayınları tarafından 2018 yılında bastırılmıştır. Dünyaca ünlü seyyah İbn-i Batuta 14. yüzyılda Denizli’de bulunan İlbadı Mezarlığı’ndan bahseder. Halkın bayramlarda kurbanlarını İlbadı da kesmekte olduğunu söyler.   Mezarlığın tarihi 13. yüzyıldan itibaren başlamaktadır. Tespit edilen en eski tarihli mezar taşı miladi 1240/hicri-637/638 tarihlidir. Bu taş Mehmet Nazıroğlu Murat Şaha aittir. İlbadı mezarlığında Roma ve Bizans dönemine ait devşirme mermer malzemelerde görülmektedir. Osmanlı dönemi mezar taşları çoğu yerde korunamazken İlbadı Mezarlığında Beylikler Döneminden kalma mezar taşları günümüze kadar sağlam bir şekilde gelmiştir. Bu mezarlıkta Germiyanoğulları, Selçuklular, Sahipataoğulları, İnançoğulları, Lâdik, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti dönemine ait mezar taşları vardır. İlbadı mezarlığında görülmesi gereken önemli mekânlar şuralardır. Sahabe mezarı, Namazgâh, Fatma Yıldız Hanımın Mezarı, Seyit, Mevlevi, Alperen kabirleri, Selçuklu fatihi Mehmet Gazi’nin Türbesi, Beylikler, Selçuklu, Osmanlı Dönemi mezar taşları, Şeyh Şirvani Türbesi, Ali Kahya Türbesi, Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin kabri, Demirci Mehmet Efe’nin öldürülen Efelerine karşı öldürdüğü 8 kişinin mezarı, Denizli’de Kuvay-i Milliye’nin kurucusu Miralay Tevfik Bey’de burada medfundur.

 ALİ KÂHYA TÜRBESİ

Türbede Şehir Kâhyası Ali Efendi medfundur. Türbe kırma bir çatıyla örtülüdür. Sade bir yapıdır. Mezar taşındaki kitabeden hareketle Miladi 1872/ Hicri 1288-1289 senesinde vefat etmiştir. Buz zat şehirdeki fakirlere yardımcı olmuştur. Denizli’de Kayalık Mahallesi civarında dergâhının olduğu bilinmektedir. Ali Kayha efendinin çocuklarının   adı bugün Alkaya soyadı ile yaşamaktadır. Size bir aile sırrı vereyim. Şehir kahyası (kethudası) Ali Kahya Efendi öz büyük dedemdir. Denizli ilimizin tarihine, türbelerine, kentimizin ahvaline olan ilgimin sebebi belki de şehir kahyası torunu olmamdır. Aziz ruhu şad olsun. Araştırmacı İbrahim Afadoglu’ nun yazdığı bir yazıda Derviş Ali Kahya ile ilgili bir rivayetten bahseder. Rivayet odur ki; alkolü bırakmak isteyen bir sarhoş, türbeye gelmiş Ali Kâhya Efendi’ye şahit tutarak “Bir daha içki içmeyeceğine dair” yemin etmiş. Ettiği yeminin üzerinden günler geçmiş olmasına rağmen yeminini unutmuş ya da yeminini tutmamış. Yeniden içki içmeye ve kendine hakim olamayacak şekilde sarhoş olmaya başlamış. Yine içki içtiği ve sarhoş olduğu bir günün gecesinde Derviş Ali Kâhya Efendi rüyasına girmiş ve: “Sen, beni şahit tuttun, içmeyi bıraktın. Fakat yeminini tutmadın ve yeniden içmeye başladın, ben de senin şahitliğinden düştüm, yeminin kefaretini ödemelisin.” diye seslenmiş. Sarhoş gereğini yapmayınca Ali Kâhya Efendi birkaç gece daha aynı şekilde rüyasına girmeye devam etmiş. Bakmış ki; Derviş Ali Kâhya Efendi’den kurtuluş yoktur. Sarhoş bir gün gelmiş, türbede kurban kesmiş ve yemininin kefaretini ödemiş. Kurbanı kestiği günün gecesinde, sıcak bir tebessümle birlikte, nur deryası içerisinde görünen Derviş Ali Kâhya Efendi, rüyasında yeniden sarhoş adama ziyaret etmiş ve: “Tutmayacağın veya tutamayacağın sözler verme evladım.” demiş ve kaybolmuş. Sarhoş adam o günden sonra Derviş Ali Kâhya Efendi’nin türbesinin hizmetkârı olmuş. Her gün türbeye ziyarete gidip Ali Kâhya Efendi’ye dualar ederek ömrünü geçirmiş.

ŞEYH ŞİRVANİ TÜRBESİ

Mezarlıktaki bir diğer türbe Şeyh Şirvani Türbesi yakınında Mevlevi başlıklı mezar taşları vardır. Şeyh Şirvani Hazretleri Azerbaycan’ın Şirvan nahiyesinde doğmuştur. Rusların 19. yüzyılda Azerbaycan’ı işgal etmesinden sonra Amasya’ya gitmiştir. Bir süre sonra Denizli’ye gelmiştir. İlbadı Mezarlığında bulunan Şeyh Şirvani Hazretlerinin ikamet ettiği Musa mahallesinde tekkesi bulunmaktadır. Nakşibendi meşayihindendir. Türbenin iç kısmındaki batı duvarında yer alan kitabeye göre Şeyh Şirvani 1853 yılında vefat etmiştir. Orijinalinde kerpiçle inşa edilen türbe zamanla tahribata uğramıştır. Türbe 1960’lı yıllarda ve sonrasında yapılan tamiratlarla bugünkü halini almıştır. Şeyh Şirvani Türbesinin çevresinde; bu zatın ailesi, talebeleri ve dergâhının şeyhleri medfundur. Arvasiler ailesinin kabirleri de çokça ziyaret edilen mezarlardandır.

SAHABE MEZARI

İlbade mezarlığında sahabe mezarı da vardır. Sahabe mezarına giderken üstü kapalı alanda mezar taşları parçalarının birleştirildiği, alanı görüyoruz. Sahabe mezarı Denizli halkı arasında çokça uğranılan, saygı gösterilip ziyaret edilen kabirlerdendir. Sahabe mezarının olduğu alan bir duvar ile çevrelenmiştir. Kapıyı açarak sahabe mezarına giriş yapıyoruz. Mezar taşı hicri 97 tarihlidir. Hicri 97 tarihi o dönemde kısaltılarak yazılmış 1097 tarihi de olabilir. Mezar taşının yüzeyine sahabe yazmadığı için ve kesin bir şey söylenmeyebilir. Sahabeye ait olan taş Osmanlı Dönemi formuna benzemektedir.

BEYLİKLER DÖNEMİNDEN KALMA MEZAR TAŞLARI

Anadolu coğrafyasında Türk-İslam İzlerini taşıyan mekanlardan biri  İlbadı Mezarlığıdır.  Denizli’de Anadolu Selçuklular döneminde definlerin başladığı mezarlık, akabinde bölgede hâkimiyet kuran Sahipataoğulları, Germiyanoğulları, İnançoğulları Osmanlılar döneminde de kullanılmıştır. Buradaki bazı mezar taşları boyuna yatay uzanmaktadır. İlbade Mezarlığındaki bazı taşlarda, dilimli yuvarlak kemerli, sivri kemerli, bitki tepelikli, üçgen alınlıklı şahideler ile dikdörtgen ve üçgen prizmatik sandukalıdır. Şahidelerin genel olarak ön ve arka yüzleri kitabelidir. Kitabelerde mezarda yatan kişinin kimlik bilgisi ve ayetler yazmaktadır.Buradaki bazı mezar yapılarında taş ve ardıç ağacı kullanılmıştır. Bazı mezar taşlarının üstüne kuşların buğday yiyebilmesi için başlık kısımları düz olarak kesilmiştir. İlbade Mezarlığında dikkatimizi çeken mezarlardan biride tonozlu mezardır. Bu mezarlar oda şeklinde yapılmıştır. Ağız kısımları tuğlalar döşenmiştir. Osmanlıca harflerle yazılmış bir mezar taşının arka kısmında haç işareti vardır.

İLBADE NAMAZGÂHI

İlbadi mezarlığında iki tane namazgâh bulunmaktadır Orijinal halinde duvarla çevrili olan namazgâhın bazı kısımlar tahrip olmuştur. Namazgâh 50 metre genişliğinde olup dikdörtgen planlıdır. Duvar dokusu incelendiğinde namazgâhın 16. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Alanda yapılan kazılarda, mihrabın ön kısmında ahşap destekli bir çatı bulunmuştur. Denizli’yi fetheden kahraman komutan, Mehmet Gazi Türbesi  Anadolu Selçuklu dönemi eseridir.   Biraz yürüdükten sonra Bizans’a ağır zayiatlar veren Mehmet Gazinin medfun olduğu türbe mutlaka görülmelidir.  Mehmet Gazi Selçuklulara ait bir kervanın Laodikya’da yaşayan Bizanslılar tarafından soyulması üzerine Server Gazi ile beraber Laodikya ordusuyla savaşarak onları yenmiştir. Mehmet Gazi mağlup edilen orduyu takip ederken yaralanmış ve daha sonrasında ise bu yara dolayısıyla şehadete ermiştir. Selçuklu Devletinin uç beyi olan Mehmet Gazi Denizli’nin fethine katkıda bulunan alperenlerdendir. Türk İslam medeniyetinin Batı Anadolu’daki en eski eserlerden biri de Mehmet Gazi türbesidir. Buradaki çinilerden Selçuklu eseri olduğu anlaşılmaktadır. Bu Türbe, Denizli’deki Akhan Kervansarayı’ndan daha eski bir yapıdır. Mehmet Gazi türbesindeki sanduka Osmanlı dönemine aittir. Türbenin içindeki kitabe demir korkulukla çevrili kısmın içindedir. Kitabe günümüzde orijinalliğini korumaktadır. Türbe dikdörtgen planlı olup tonoz örtülüdür.

KADIN YİĞİT  BİR KOMUTAN: FATMA YILDIZ

İlbadı Mezarlığında yer alan  Haçlılara karşı savaşan Fatma Yıldız Hanım’ın mezarı da görülmelidir  Mezar Fatma Yıldız Hanım Kapısının giriş kısmındadır. Fatma Yıldız, Denizli Beylerinden birinin kızıdır. III. Haçlı seferleri sırasında Haçlılarla savaşmıştır. Halkı düşmana karşı örgütlemiştir.  Bu çarpışmalarda şehit düşmüştür. Kentimizin gizli zenginliği  13. Yüzyıla tarihlenen İlbade mezarlığını anlattım. . Günümüz de Osmanlı döneminden kalan mezar taşlarının kıymeti bilinmezken  İlbade Mezarlığında  Germiyanoğulları,Selçuklular, Sahipataoğulları, İnançoğulları, Lâdik beyliklerinin mezar taşları sağlam bir vaziyette günümüze ulaşmıştır. İlbadı mezarlığı, Denizli ile Batı Anadolu’nun Türk-İslam döneminden örnekler sunan Denizli’mizin gizli zenginliği olan ülkemizin en önemli mezarlık alanlarındandır.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.