Güven ortamının hızla kaybolduğunu ve uyarılara rağmen uygulanan kararlarla belirsizliği arttığına dikkat çeken DESİAD Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Şenel, “Gelinen süreci dikkatle takip etmekteyiz. Sadece kamu bankaları eliyle verilen düşük faizli fakat kısa vadeli krediler, sanayicilerimizin kaygılarını gidermekten uzaktır” dedi. Şenel, iş dünyasının kaygılarını şöyle dile getirdi: “DESİAD olarak son dönemlerde alınan çeşitli ekonomik kararları ve sonuçlarını dikkatle takip etmekteyiz. Bu kararlara yönelik çok acele hüküm vermemek, olası etkileri sükunetle değerlendirebilmek, alınacak yeni kararları, asgari ücret ve dünya konjonktürü gibi konuları sağlıklı yorumlayabilmek adına bugüne kadar herhangi bir açıklama yapmadık.
Ancak bugün gelinen noktada gerek toplumsal sorumluluğumuz gerekse Denizli iş dünyasını temsil eden en önemli STK’lardan biri oluşumuzun gereği olarak bir değerlendirme yapmak, düşüncelerimizi kamuoyu ile paylaşmak ve tarihe not düşmek adına bu açıklamayı yapmak kaçınılmaz hale gelmiştir. İş dünyasını temsil eden pek çok STK’dan benzer seslerin yükselmesine rağmen, uygulanan ekonomik politikaların aynen devam ettiğini, uyarıların ve önermelerin dikkate alınmadığını görmekte ve gelinen süreci endişe ile takip etmekteyiz. Pandemi sonrasında dünya piyasalarında oluşan yüksek enflasyon karşısında gelişmiş ve gelişmekte olan piyasaların ve Merkez bankalarının faiz yükseltme kararlarına karşılık Türkiye Merkez Bankasınca düşük faiz politikası tercih edilmiştir. Bu tercih beraberinde TL’nin hızlı değer kaybını getirmiş, aşırı değerli yabancı paralar ise ihracat yapabilmek için ithalat yapmak zorunda olan sanayicilerimizin üzerindeki baskıyı arttırmıştır. Bu baskı sebebiyle fiyat belirleyemez hale gelen sanayicilerimizin ve tüm sektörlerin üretimden vazgeçmeyi düşünür hale gelmesi endişe vericidir. Sadece kamu bankaları eliyle verilen düşük faizli fakat kısa vadeli krediler, sanayicilerimizin kaygılarını gidermekten uzaktır. Zaten ortaya çıkan sonuç da ekonomi yönetiminin beklentilerine uymamaktadır. İndirilen faiz oranlarının piyasada bir karşılığı yoktur. Kamu bankaları dahil bütün bankalar hala önceki oranlardan fonlama yapmaktadır.
Ayrıca yatırım için gerekli olan uzun vadeli kredi imkanı verilmemektedir. Yüksek kurun da tetiklediği hızla yükselen enflasyon, sokakta, çarşıda pazarda yaşanan fiyat artışları, yiyecek içekten kira fiyatlarına kadar sirayet etmekte ve vatandaşın alım gücü düşmektedir. TL’nin yabancı para birimleri karşısından aşırı değer kaybı ve hızla artan ülke risk primi, dış kaynak temini konusunda zaten yaşadığımız problemlerin büyümesine ve ülkemize duyulan güvenin azalmasına sebep olmaktadır. Bütün bu süreçlerin sonucunda ülkemizde yaşanan sorunların yalnızca ekonomik temelli konulardan kaynaklanmadığı açıkça görülmektedir. Başta TCMB ve ekonomi ile ilgili tüm kurumların güven arttırıcı tedbirlerin alınmasına öncelik vermesi gerektiği aşikârdır. Sağduyulu kararların ivedi şekilde hayata geçirilmesi, iş aleminin önünü görebilmesine imkan verecek bir iletişim yönteminin tercih edilmesi toplumsal güvenin sağlanmasına katkı sağlayacak ve tüm kesimler için umut oluşturacaktır. Ülke olarak en çok ihtiyacımız olan şeyin bu topyekûn umut olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Editör : Fatma H. HEPEKBİÇ / HABER MERKEZİ
GÜNDEM
07 Aralık 2024GÜNDEM
07 Aralık 2024ÇEVRE
07 Aralık 2024EKONOMİ
07 Aralık 2024GÜNDEM
07 Aralık 2024GENEL
07 Aralık 2024GÜNDEM
07 Aralık 2024GENEL
07 Aralık 2024YAZARLAR
07 Aralık 2024ÇEVRE
07 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.