0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dijital dünyanın getirdikleri ile kaybolmaya yüz tutmuş bir mesleğinin belki de son kalelerinden 53 yıllık saat tamircisi. Sağlığı el verdikçe saat tamiri yapmaya devam edeceğini ve saat kültürünün yok olmasına izin vermeyeceğine vurgu yapan saat tamircisi Ali Canayakın, saat tamirciliğinin de bir sanat olduğu ve bu sanatın da yok olup gitmesine müsaade edilmemesi ve bol bol çırak yetiştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

“SAAT TAKMAK DA BİR KÜLTÜRDÜR”

Yürek burkan bir hikâye ile 53 yıl once başladığı saat tamirciliğini hala aynı ilk günkü şevk ve heyecanla yapan 70 yaşındaki Ali Canayakın, ömrünün 50 yılını 15 metrekare dükkânda geçirmiş.  Severek başladığı işine dört elle sarılıp bu benim ekmek teknem deyip hala müşterilerine ilk müşterisiymiş gibi davranıyor. Ali Canayakın, 53 yıl önce akrabasının yanında başladığı işine daha sonra kendi dükkânını açarak devam etti. 53 yıldır küçücük dükkânında mesleğininin kaybolmaması için uğraş verdi. Teknolojinin gelişmesinin, akıllı telefonların çıkmasının artık insanların saat ihtiyacını oradan gidermeye başlamasına sebep olduğunu söyleyen Canayakın: “Akıllı telefonların yaygınlaşması ile birlikte eski cazibesini yitirmeye başladı saat tamirciliği. Sadece saat tutkunları ve saat takmanın da bir kültür olduğunu bilenler dükkânımı ayakta tutuyorlar. Ek gelirler olmasa ya da yaşım çok genç olsa bu işi yapmak mümkün olmaz bu koşullarda. Her şey çok pahalı bir pil olmuş en az 25 TL. Piyasada zaten 50 liraya her yerde saat satılıyor. İmitasyon belası var birde başımızda. Say say bitmez bu sektörün dertleri. “diyerek sitem etti.

“ZAMAN AKTIKÇA SAAT VAR OLACAK”

 15 metrekarelik dükkânında sat tamiri yapmaya devam eden saat tamircisi Ali Canayakın her sabah aynı özveri ile iş yerini açarak müşterilerini beklediğini söyledi.  İşini çok severek, tutku ile yapan saatçi, müşteri gelmese dahi iş yerini her sabah erkenden açtığını belirterek, “Mesleğe 53 yıl önce başladım. Daha küçücüktüm ve hüzünlü bir yaşam hikâyem var bence. Her şeye rağmen yılmadım, aşkla işimi yapmaya halen devam ediyorum. Saatlere yeniden hayat vermek beni mutlu ediyor. Bozuk olan bir şeyin yeniden işlevini kazanması hele müşterinin saatini eskisi gibi çalışırken gördüğünde yüzünde oluşan o tebessüm beni daha da çok mutlu ediyor” dedi. Yeni teknoloji ve akıllı telefonlar ile birlikte saat kullanımının azaldığını, bu nedenle işlerinin bitme noktasına geldiğini aktaran Canayakın, “Şu anda çok az sayıda saat tamircisi var. Eskiden bu işi yapan ustalar çoktu. Şimdi yetiştirecek çırak bile bulamıyoruz. Çocuklar biz para veremeyiz diye direk tekstilde işe başlıyorlar. Oysa bu meslek de kollarında altın bilezik olarak kalacak. Çünkü zaman aktıkça saat var olacak. Şekil ne olursa olsun saat hep olacak. ”diyerek bu mesleğe olan bakış açısını dile getirdi.

Fatma haytan