0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

 Gökçeada Yazımla Selamlar…                             

 Şehrin kalabalığından kaçıp doğa ile başbaşa kalarak tatil yapmak düşünceniz varsa, Gökçeada tam sizin için ideal bir tatil beldesi. Gökçeada eski adıyla İmroz, Türkiye’nin en büyük adası ve de Çanakkale’nin bir ilçesi. Konum olarak Ege Denizi’nin kuzeyinde, Türkiye’nin de en batı ucunda yer alıyor. Türkiye’nin 11 sakin şehrinden biri olarak seçilmiş. Türklerle Rum vatandaşların iç içe yaşadığı yer olan Gökçeada’da birçok Rum köyü bulunuyor. Benim de bu gezide gördüğüm Rum köyleri; Zeytinli Köyü, Tepeköy, Dereköy ve Kaleköy’dü. Gökçeada’ya geldiğinizde bu Rum köylerini görmeden geçmeyin. Tepeköy’deki 600 yıllık çınar ağacının altında bir hatıra fotoğrafı çektirip, Fener Rum Patriği Bartholomeos’un doğum yeri olan Zeytinli Köyü’ndeki kilise ve okullarını gezin. Bakımlı dar sokaklarında dolaşırken, rengarenk boyanmış kafelerinde soluklanıp ünlü sakızlı vişne soslu muhallebisinin, dibek kahvesinin ve ecıbadem kurabiyesinin tadına bakın. Tepeköy’deki bir Rum vatandaşının yetiştirdiği üzüm bahçelerini gezip adanın yerel üzümlerinden ürettiği şarapların tadına bakın. Aşağı Kaleköy’deki limanı dolaştıktan sonra yukarı Kaleköy’e çıkarak adanın eşsiz güzellikteki manzarasına hakim olun.

Görmeniz gereken diğer turistik köyleri de eski ve yeni Bademli köyleri. Gökçeada’nın merkezi Çınarlı’dır. Halkın çoğu burada yaşıyor. Merkezde, hediyelik olarak alabileceğiniz kekikli bal, zeytinyağı, kahve vb. yöresel ürünler satan dükkanlar var. Buradaki lokantalarda kuzu tandırın tadına bakabilirsiniz. Denize girebileceğiniz ünlü plajı, Eşelek Köyü yakınında bulunan Kefaloz Plajı’dır. Gökçeada’nın rüzgarının sürekli olması sebebiyle bu plajda rüzgar sörfü yapılıyor. Sörf, dalgıçlık yapan yabancı sporcuların uğrak yeri. Biz de yolda karşılaştığımız Bulgaristan’dan gelmiş sörfçüleri burada gördük. Kefaloz Koyu’nun hemen yukarısında yürüme mesafesinde Aydıncık Tuz Gölü bulunuyor. Biraz çamurlu görünse de adanın tuz ihtiyacını karşılayabiliyormuş. Ada, doğal su kaynakları açısından da oldukça zengin. Gökçeada, 1923’te Lozan Antlaşması ile Yunanlılardan alınarak Türkiye’ye verilmiş. 1970 yılında İmroz’un yerine Gökçeada ismi kullanılmaya başlanmış. Homeros’un İlyada Destanı’nda deniz tanrısı Poseidon’un adası olarak yazmaktaymış.

Peki Gökçeada’ya nasıl gidilir? Çanakkale’den bineceğiniz feribotla önce Eceabat Limanı’na varmanız, Eceabat Limanı’ndan Gökçeada feribotunun kalktığı Kabatepe Limanı’na karayoluyla gitmeniz, Kabatepe Limanı’ndan da Gökçeada feribotuna binmeniz gerekli. Kabatepe Limanı’ndan belirli saatlerde Gökçeada feribotları kalkıyor. Feribot yolculuğu yaklaşık 1,5 saat sürüyor. Size tavsiyem; özellikle yaz aylarında feribot kuyruğu fazla olduğundan gitmek istediğiniz saatten daha erken gidip, sıraya girmeniz. Yolunuz açık, bol gezili günleriniz olsun.