Total Banner
İŞÇİ CİNAYETLERİ HIZ KESMİYOR
407 okunma

İŞÇİ CİNAYETLERİ HIZ KESMİYOR

Denizli’de sivil toplum kuruluşları 20 Haziran 2012’de yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güveliği yasasının işçinin, iş sağlığı ve güvenliğini sağlayamadığını öne sürdüler.

ABONE OL
01/07/2022 12:16
İŞÇİ CİNAYETLERİ HIZ KESMİYOR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Denizli Gazeteciler Cemiyeti (DGC) İlyas Haytan Toplantı salonunda ortak basın toplantısı düzenleyen Türk Tabipler Birliği  (TTB)  Denizli Şube Başkanı  Necdet Fazıl Ardıç,  Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri (İKK) Mehmet Akköse,  Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB) Denizli Şube Başkanı Musa Akyol,  KESK Denizli Dönem Sözcüsü Serkan Deniz Özkan ve  DİSK Denizli Temsilcisi Deniz İpek 6331 sayılı yasanın kamusal bir anlayışla yeniden ele alınarak değiştirilmesi gerektiğini söylediler.  Ortak basın açıklamasında konuşan TTB Denizli Şube Başkanı Necdet Fazıl Ardıç, 6331 Sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasasının 20.06.2012 tarihinde kabul edildiğini belirterek,  “30 Haziran 2012 tarihinde Resmî Gazetede yayımlandı ve 01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.  AKP iktidarı yasanın hazırlanış sürecinde işçi sağlığı ile ilgili bütünlüklü-temel bir yasa hazırladıklarını yasanın ayrımsız tüm çalışanları kapsayacağını  ve bu yasa ile iş kazalarının en aza indirileceğini ve meslek hastalıklarının görünür kılınacağını iddia ediyordu. Hazırlanacak yasayla ilgili TTB, TMMOB, TDB, DİSK, KESK başta olmak üzere emek ve meslek örgütlerinin, alandan birçok bilim insanının uyarı ve önerilerini dikkate almadan, tartışmalar sürerken, AKP iktidarı AB çerçeve direktifini esas alarak 6331 Sayılı Yasa’yı çıkarttı.  Yasanın kabulünün üzerinden tam 10 yıl geçti. Bu sürede iş kazaları da, iş kazaları sonucu ölümler de azalmadı, meslek hastalıkları şimdi de tespit edilemiyor, kamu işyerlerinde yasanın birçok hükmü uygulanmıyor. Geçen bu süre içinde yasanın iktidarın iddialarını yerine getirmediği tüm toplum kesimleri tarafından görülmektedir. 30 Haziran 2012 tarihinde yayımlanan 6331 Sayılı Yasa’nın hükümlerinin yayım tarihini izleyen 6 ay ila 2 yıl içinde yürürlüğe girmesi öngörülmüştü. Aradan geçen on yıla rağmen, 6331 Sayılı Yasa ve uygulamaları henüz oturmamıştır. Sürekli değişiklikler ve ertelemeler yapılmaktadır. Kabulü sırasında bile kimi maddelerinde kademeli geçiş öngörülen yasa hükümleri sonrasında birçok kez yine kademeli şekilde ötelendi ve değişikliğe uğradı. AKP iktidarı hazırlamış olduğu yasanın arkasında durmadı ve denetlemedi 6331’de yapılan değişikliklerin yasanın uygulamasını geciktirme, etkisini azaltma gibi olumsuz etkilerinin yanında bir diğer boyutu da yasa yapma tekniği ile ilgilidir. Bu kadar kısa sürede çalışma hayatı ile ilgili temel bir yasada çok sayıda değişiklik yapılması “yasama kalitesi” ilkesiyle bir diğer ifadeyle, öngörülebilirlik, izlenebilirlik ve şeffaflık ilkeleriyle de çelişmektedir” dedi.

“GÖRÜNMEZ BİR KADER”

Meslek hastalıklarının görünmez bir kader olmaya devam ettiğini belirten Ardıç, “Öte yandan 6331 sayılı Yasa’yı iş sağlığı güvenliği yasası diye tanımlamak yerine, İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Taşeronlaştırma Yasası olarak tanımlamak daha doğru olacaktır. Yasa ile işçi sağlığı ve güvenliği alanı, taşeronlaştırılmış, piyasa koşullarınaterk edilmiş, işçi cinayetleri artarak devam etmiş, meslek hastalıkları görünmez bir kader olmaya devam etmiştir.  6331 Sayılı Yasa ile işçi sağlığı ve güvenliği alanı, Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) adıyla pıtrak gibi kurulmuş irili ufaklı şirketlere bırakılmıştır. İşçi sağlığı ve güvenliği alanından kamu tamamen çekilmiş, denetleme görevini bile yürütememiş, caydırıcı cezalar uygulanmamıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilgisi alana ilişkin dijital evrak ve sözleşmelerin takibini yapmakla sınırlı kalmıştır.Emekçiler iş cinayetlerinde hayatını kaybederken ölümlerden sorumlu tutulmayan sermaye kesimi işçi sağlığı ve iş güvenliğini sağlamak ve korumaktan ve bu alana harcama yapmaktan tamamen vazgeçmiştir.  Yasa ve ikincil düzenlemeler, kolluk kuvvetleri, yargı makamları bilirkişiler, nezdinde “taşeronlaştırma yasası” adlandırmasına uygun olarak yorumlanmış, işverenler koruma altına alınmış, iş güvenliği uzmanları hukuk önünde “olağan şüpheli” olarak değerlendirilmiştir. İşyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları iş kazalarının asli sorumluları olarak yargılanmakta ve cezalandırılmaktadır.6331 Sayılı Yasa ile piyasalaştırılan işçi sağlığı hizmetleri ortamında işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları OSGB’lerde kiralık işçi konumuna geldiler ve özlük hakları, mesleki bağımsızlıkları ortadan kaldırıldı. İşyerlerinin piyasa koşullarına uygun olarak en ucuz hizmet verme teklifinde bulunan OSGB’ler ile anlaşmaları ve işverenlerin, OSGB’ler, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimlerinden uygun bilgilendirme yerine “masraf çıkartmama” yı beklemeleri  işyeri hekimlerini ve iş güvenliği uzmanlarını yaptıkları işe yabancılaştırmıştır, dokümantasyon uzmanlarına dönüşmüşlerdir” ifadelerini kullandı. Salih ÖZTÜRK

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.