1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İngiltere’nin en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri olan BATH şehrindeyiz… Şehir ismini ve ününü dünyaca ünlü kaplıcalarından almıştır. Şehrin tüm sokakları adeta bir tarihi açık hava müzesi gibi. Hiçbir yerde yeni yapı yok. Orta Çağ’dan kalma gözalıcı mimari yapıları ile adeta sizi büyülüyor. Bu sebeple Bath şehri, 1987’den beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. İngiltere’nin başkenti Londra’ya 2 saatlik uzaklıkta. Şehre ulaşım oldukça kolay. Londra’dan sürekli kalkan otobüslerle ve trenle buraya ulaşabiliyorsunuz. Küçük ve otantik bir şehir. Bir günde yürüyerek rahatlıkla gezebilirsiniz. Bath şehri, Avon Vadisi üzerine kurulmuş. Tarihi geçmişi, Roma Dönemi’ne kadar uzanmakta. Romalılar, kaplıca şehri olarak kurdukları bu şehirde 400 yıl hüküm sürmüşler. Hüküm sürdükleri süreçte, şehrin bazı noktalarında tarihi Roma Hamamları’nı inşa etmişler. En önemli olanı, tarihi özellikleri ve 2000 yıldır akan şifalı suyuyla dikkat çeken ‘Kral Kızı’ adıyla da bilinen BASİLİCA THERMA ROMA HAMAMI’dır. Aynı hamamın benzeri, memleketimiz Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinde bulunuyor. Dünyada bir üçüncüsü de yokmuş. Bu hamamlara turistlerin ilgisi o kadar fazla ki uzun kuyruklar oluşturuyor.

Şehrin merkezinden AVON NEHRİ geçiyor. Nehrin üzerinde de PULTENEY KÖPRÜSÜ bulunuyor. Dünyada sayılı çarşılı köprülerden biri. Sayılılardan olduğu gibi ünlü de. Les Miserables filminde Javert’in atladığı köprü. 1774’te tamamlanmış ve şehri Bathwick Kasabası’na bağlamış. Robert Adam tarafından tasarlanmış. Köprünün başından sonuna kadar karşılıklı alışveriş dükkânları, restoranlar bulunuyor. Nehir ve köprü manzarası eşliğinde fotoğraf çekimi için en güzel nokta burası. Şehrin merkezinde Bath Hamamı karşısında, kuleleri ve mimarisiyle dikkat çeken diğer yapı BATH ABBEY MANASTIRI’dır. 16.yy kilisesidir. Manastırın kuleleri bulunuyor ve kulelere çıkabiliyorsunuz. Ayaklarınıza güveniyorsanız, Bath Abbey Kulesi’nin 212 basamağını tırmanabilir, saat yüzünün arkasında durabilir ve şehrin muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Turistler tarafından en çok ziyaret edilen diğer mekan da GRAND PUMP ROOM binasıdır. Binaya girdiğinizde nezih bir restoran sizi karşılıyor. Film çekimlerinin de yapıldığı bu restoran, halen hizmete açık. Biz yemek fiyatlarını görünce, restoranı görmekle yetindik. Bath, ayrıca 19. yy yazarlarından JANE AUSTEN’in de çok sevdiği, evim dediği, kitaplarında da bol bol yer verdiği memleketidir. Kendisi burada yaşamış.                                                                                            Ben bu şehri çok sevdim. Sokakları sokak çalgıcılarının gösterileri ile cıvıl cıvıl. Londra’ya yolunuz düşerse günübirlik de olsa Bath şehrini görmenizi tavsiye ederim… Bol gezili günleriniz, Yolunuz açık olsun…