Total Banner
DİYAR DİYAR DOĞU ANADOLU-ELAZIĞ-TUNCELİ
309 okunma

DİYAR DİYAR DOĞU ANADOLU-ELAZIĞ-TUNCELİ

ABONE OL
12/10/2022 09:51
DİYAR DİYAR DOĞU ANADOLU-ELAZIĞ-TUNCELİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Malatya’daki otelimizde konakladıktan sonra sabah erken saatlerde Elazığ’a  gitmek için yola çıktık. Yolda hani şu adına türküler yapılmış Kömürhan Köprüsü’nden geçtik. Bilmem hiç dinlediniz mi bu türküyü “Kömürhan Köprüsü, Harput’a bakar” dizeleriyle başlar. Karakaya Baraj Gölü üzerine yapılmış. Elazığ’a vardığımızda ilk olarak eski yerleşim yeri olan antik kent Harput’u dolaşmaya başladık. Harput’ta gördüğümüz tarihi yapılar; Harput Kalesi, Meryem Ana Kilisesi, Harput Ulu Cami, Arap Baba Türbesi, Harput Musiki Müzesi, Harput Konakları’ydı. Bu yapılardan biraz bahsedeyim. HARPUT KALESİ, Urartular döneminde yapılmış, tarihi M.Ö. 8.yy’a dayanıyor. Kaleye Süt Kalesi de deniliyor. Bir rivayete göre, kale yapılırken o dönemdeki su kıtlığı nedeniyle duvarların harcında su yerine süt kullanılmış. Buradaki kazı çalışmalarında çıkan tarihi eserler, Elazığ Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. HARPUT ULU CAMİ, Anadolu’nun en eski camilerinden biri. 1157 yılında yapılmış. Minaresi biraz eğik. Eğik olmasının sebebi tam olarak bilinmese de, yapılırken eğik yapıldığını ya da depremlerden sonra minarenin eğildiğini söyleyenler var. Doğu Anadolu’nun şehirlerinde genelde Ulu Cami bulunuyor. Neden hepsine Ulu Cami denilmiş ? Bir şehrin en büyük cuma camisine Ulu Cami denilirmiş. Sonradan yapılan camiler büyük olsa da o eski caminin ismi Ulu Cami olarak kalırmış. ARAP BABA TÜRBESİ ve MESCİDİ, Anadolu Selçuklu Hükümdarı 4.Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde 1279 yılında yaptırılmış. Arap Baba’nın kimliği ve hayatı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Harput’un fethi için gelen ve Bizanslılarla savaşırken başı kılıçla kesilerek öldürülen Selçuklu komutanına ait olduğu söylenmektedir. Binanın üst katı mescit ve cami, alt katında Arap Baba’nın naaşı bulunuyor.

Türbenin dikkat çeken bir özelliği bulunuyor. Arap Baba’nın naaşının yeşil kumaşa sarılmış şekilde camdan yapılmış bir sanduka içerisinde sergileniyor olmasıdır. Daha önceki yıllarda üstü açık görülebiliyormuş. Gelen şikayetler üzerine yeşil kumaşla kapatılmasına karar verilmiş. Ayrıca 743 yıldır çürümemiş cesedi ve kesik başı ile de ilgi topluyor. Mumyalandığı söyleniyor. Ben de naaşı gördüğümde temsili olarak koyulduğunu düşünmüştüm. Ama araştırınca gerçek naaşı olduğunu öğrendim. Hatta geçmiş yıllarda Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne götürülerek incelemeye alınmış. Arap Baba hakkında birçok efsane anlatılmaktadır. Bu efsanelerden biri türbenin nasıl yapıldığıdır. Dönemin büyük âlimlerinden biri rüyasında Arap Baba’yı görür. Rüyasında “beni gömmeyin, açıkta bırakın, üzerime de türbe yaptırın der” Bu rüya üzerine bu türbe yapılır. Halk arasında konuşulan diğer efsane de, Harput Bölgesi’nde bir dönem kuraklık başlamıştır. Selvi isimli bir kadın rüyasında, Arap Baba’nın başı kesilir, dereye atılırsa, kuraklığın son bulacağını, yağmurun yağacağını görür. Gördüğü rüya üzerine gider, Arap Baba’nın başını keser, dereye atar. Sonrasında yağmur yağar ama bölgeyi sel alır götürür. Halk perişandır. Selvi kadın ikinci bir rüya görür. Kesik baş yerine koyulursa yağmurun kesileceğini görür. Kesik bir baş bulur, yerine koyar. Halk selden kurtulur. Bu olayın hemen sonrası Selvi kadın amansız bir hastalığa yakalanarak ölür. Harput halkı, başının kesik olmasını bu efsaneye bağlar. HARPUT MUSİKİ MÜZESİ, Müzede günümüze kadar kullanılmış müzik aletleri, eşyalar sergileniyor. Balmumundan yapılmış insan heykelleri ile de geçmiş müzik yaşamları canlandırılmaya çalışılmış. Tüm Elazığ’ı kuşbakışı bakabileceğiniz en güzel nokta HARPUT TEPESİ’dir. Tepeden aşağıya baktığınızda şehir ayaklarınızın altında. Elazığ’ın en önemli noktalarından biri de, Hazar Gölü’dür. HAZAR GÖLÜ, son yıllarda plajlarıyla, kamp alanlarıyla, tesisleriyle turist çekerek Doğu’nun tatil merkezi durumuna gelmiş.

Konum olarak Hazar Baba ve Mastar Dağları arasında yer alıyor. Elazığ şehir merkezini gezdikten sonra güzel bir otelde konakladık. Sabah Tunceli’ye gitmek üzere yola çıktık. Tunceli’nin ilçesi Pertek’e varmak için Keban Barajı Gölü’nün üzerinde çalışan feribotlara bindik. Pertek Kalesi manzarası eşliğinde Pertek Limanı’na vardık. PERTEK, Baraj Gölü kenarında konumlandığı için turizm merkezi görünümünde. Keban Baraj Gölü, Atatürk Barajı’ndan sonra Türkiye’nin 2.büyük yapay gölüdür. Hidroelektrik Santrali ile de elektrik üretimi yapılıyor. Yol boyu Pertek plajlarını ve yazlık  evlerini görerek geçtik. Sonrasında TUNCELİ ŞEHİR MERKEZİ’ne vardık. Dersim İsyanı’nın baş lideri Seyit Rıza isminin verildiği parkı dolaştık. Parka kendisinin bir heykeli yapılmış. Parktan aşağıya baktığınızda, Munzur Çayı’nın manzarası muhteşem görünüyor. Çayın kenarına doğanın görünümünü bozmayan tesisler yapılmış. Tunceli şehir merkezinden ayrılarak MUNZUR VADİSİ MİLLİ PARKI’na vardık. Munzur Çayı, Munzur Dağları gözelerinden çıkan sulardan oluşan bir akarsu. Munzur Çayı’nın oluşturduğu vadinin o güzel doğası, insana huzur veriyor. Burada çok keyifli zamanlar geçirdik. Zipline bindik. Bol bol fotoğraf çekildik. Gerçekten görülmeye değer bir yer burası. Tunceli gezimiz sonrası Bingöl’e yolculuğumuz başladı. Bingöl yazımda görüşmek üzere..Sevgiyle kalın.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.