228 okunma

DİNİMİZDE YOL ARKADAŞI

ABONE OL
04/12/2021 06:22
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O’nun elçisi, rüku ediciler olarak namaz kılan ve zekatı veren mü’minlerdir.(Maide Suresi, 55) Hayatımızda yaşadığımız her olay bizler için çok önemlidir. Attığımız her adımın hesabını yaparken, aldığımız her nefesin hesabını vereceğimizi bilirken günlük işlerimizde hayatın bize getirdiği çalışmalarda veya hayr yollarında yanımıza aldığımız yol arkadaşımızı tanıyor muyuz? Bir şeyleri paylaşacağımız arkadaşımızı hiç düşündük mü? Yoksa körü körüne yola mı çıktık. İnsan hayatında şehirler arası yola giderken bile düşünürken herhangi bir başlangıç için, veya yapılacak iş için yola çıktığında düşünmez mi? Mü’min yaşadığı olayların ve bu dünyanın bir imtihan yeri olduğunu bilir. Acılar ve sıkıntıların yanında, sevinçlerin hayrlarında imtihan gereği olduğunu kabul eder inanır ve ona göre hareket eder. Yeri gelir imtihanlara vesile olanları görür, birebir olayların içinde olur. Peki bu imtihanların içinde olup imtihanı ağırlaştıranı, hiç düşünür mü? Aklı olan düşünür çünkü Rabbimiz bize imtihan verdiği gibi bazen çevremiz, kişiler olaylar imtihanı daha da ağırlaştırabiliyor. Bu kötü gibi görünse de bizler için daha iyi çünkü böyle olaylar dostumuzu düşmanımızı, insanların maskesini düşürür. İçlerindeki hasedlik, kinlerini, düşüncelerini açığa çıkarır işte şer olsa da bizim için o kişiyi veya çevreyi tanımak için ne güzel bir nimet. İstesek o insanın o yüzünü göremezsiniz, çünkü göstermez. (Sözde) Allah’ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller. (Bakara Suresi, 9) Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap vardır. (Bakara Suresi, 10) Mü min herhangi bir iş için yanına aldığı iş arkadaşını, dostum dediğini, güveneceği kişiyi iyi bilmeli, iyi seçmeli. Çünkü çıkılan yollar uzundur, geri dönüşü olmayabilir. Yolculuk sırasında size kendini kabullendirme düşüncesinde, olacak arkadaş değil sizin onu kabul edeceğiniz arkadaş olmalı yanınızda. Eğer bunun tersini yaparsanız hayatınız boyunca onun kaprislerine, düşüncelerine, katlanmak zorunda kalırsınız. Ne kadar yapmam katlanmam diyen olsa da bunu yapıyor günümüzde çünkü o başta aklını kullanmıyor. Hayatta her an yeni birileri ile tanışıyor, dostluklar kuruyor muhabbet ediyoruz. Yeni çalışmalar, işler peşinde değişik arkadaşlarımızla beraberiz. Yalnız çalışmalar ses getirmez birlik ve beraberlik gerekir. Eğer yanınıza aldığınız dostunuz da istenmeyen özellikler varsa, bunlar Rabbimiz tarafından size bazı olaylarla gösterilmişse, bir imtihan olarak sunulup onun hal ve davranışlarına şahit olmuşsanız ve hala uyanamamışsanız yol arkadaşı olarak yola çıkmışsanız siz aptalsınız! “Vah yazıklar bana, ne olurdu da filanı dost edinmeseydim.” (Furkan Suresi, 2)

Allah ayetlerinde iman eden akıl sahıbidir diye bizlere anlatıyor. Peki yol arkadaşınızın yalanları, iki taraflı konuşmaları, hasedlik, kıskançlık, ikiyüzlülüğü, nefsi ve benliğini ilahlaştırmışsa, makam, ün sevdasındaysa, dili ve hareketleri bir değilse bu kişi ile yola çıkar mısınız? Çıkmazsınız tabi akıllı olan çıkmaz. Onlar, insanlardan gizlerler de Allah’tan gizlemezler. Oysa O, kendileri, sözden (plan olarak) hoşnut olmayacağı şeyi ‘geceleri düzenleyip kurarlarken,’ onlarla beraberdir. Allah, yaptıklarını kuşatandır. (Nisa Suresi, 10) Akıllı iman sahibi insan böyle insana mesafe koyar, onunla islamın gerektirdiği arkadaşlığını sürdürürken, ona karşı tedbirini alır. Mü min bir delikten iki kere ısırılmaz. Mü minlerin yol arkadaşı, her şeyden önce islam sancağı altında olup iman ve tevhid ilkelerini hayatına geçirmiş, davasını bilen, bu yolda canını ortaya koyan, islamdaki konumunu bilen bir halife olmalı. Allah’a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten (kaçınmak için) senden izin istemezler. Allah takva sahiplerini bilendir. (Tevbe Suresi, 44) cesur, mert, yalansız, hased ve kini olmayan, islam için ondan önde ise bundan gurur duyacak, davasını bilen, dostuna siper olan, kederi ile dertlenip sevincini sevinci bilen. Sıkıntı anında elindeki sermayesini, malını hiç düşünmeden kardeşine sunabilecek, onun başını yerden kaldırabilecek insan olmalı. Kim Allah’ı, Resûlünü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah’ın taraftarlarıdır. (Maide Suresi, 56) Yol arkadaşı elinden tutan değil, seni gönlünde tutan olmalı. Yol arkadaşımız başını yastığa koyunca bize dua ile uykuya dalmalı. Yol arkadaşımız uykusuz gecelerinde, bizim için, sorunlarımız çalışmalarımız için çözüm arayandır. Yol arkadaşımız, attığımız her adımı aldığımız her nefesi kendi yaşıyormuş gibi düşünendir. Yol arkadaşımız, olaylardan sonuç çıkarıp ders alan aklını kullanabilen olmalıdır. Yol, yollar uçsuz bucaksız yollar. Yol arkadaşımız başarılarımız, Allah ın rızasının içinde bulunduğu, bir hayat ve bu hayatın bize çizdiği önümüze koyduğu yollar. Kim Allah’ı, Resûlü’nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah’ın taraftarlarıdır. (Maide Suresi, 56) Ey iman edenler, mü’minleri bırakıp kafirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah’a apaçık olan kesin bir delil vermek ister misiniz? (Nisa Suresi, 144) Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun.

METİN ALKAN

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.