Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Zorla Din Yaşanmaz. Din Sevgi İle Kulluk Demektir. Din nefsimizde güzelce tatbik edilip doğruca tebliğ edildikten sonra, iş muhatabın tercihine kalır. Yakinen inanan ve sevgiyle kulluk edenlerin mükafatı Allah’a aittir. Allahu Tealâ dostlarına Cennet ve cemalini vaat etmiştir. Onun vaadi hak, tahakkuku muhakkaktır. Silah zoru ile din kabul ettirilmez. Başa vurarak kalbe Allah sevgisi inmez. Kalbiyle inanmadığı halde korku veya çıkarı için boyun eğenlere mü’min denmez. Biz işin zahirine bakıp bu kimselere Müslüman muamelesi yapsak bile, onların Allah katındaki sıfatları ve azapları değişmez. Tövbe edip hallerini güzelleştirenler hariç. Önceki devirlerde Allah’ın adını duyurmak için, İslam ordularından önce Allah adamı Hak aşığı veliler, alperenler, Müslüman olmayan bölgelere gönderilirdi. Bu yüksek şahsiyetli insanlar gayri Müslimlerin bölgelerine yerleşir, onlarla içli dışlı olur, kendilerine gerçek insanlığı ve hakiki dini yaşayarak gösterirlerdi. Bir zaman sonra, onlara: “Gelin siz de bu güzellikle şereflenin, bir olan Allah’ın dinine girin, O’na ortak koşmayın” dediklerinde, o zamana kadar yumuşamış kalpler, bu daveti kolay kolay ret edemezlerdi. Hemen kabul etmeseler bile, açıkça nefret de etmezlerdi. Onların kalbini yumuşatan şey, tehdit ve korku değildi; sevgi, ihlas ve samimi insanlıktı. Hak ile batıl arasındaki farkı anlamak için en güzel yol, gerçek bir hak adamını görmektir. Kalpleri fethedenlerin iki önemli vasfı vardır: İçi ve dışıyla istikamet üzere hareket etmek. İnsanlardan hiçbir karşılık beklemeden davetini yürütmek. Bu vasfa sahip olanlar, insanları sadece Allah için severler. Onlara sırf Allah için kızarlar. Sevgilerine ve hizmetlerine karşılık verilmedi diye üzülmezler.
Onlar, cömert kimselerdir. Hak için kendilerini kurban etmişlerdir. Imam-ı Gazali (rahmetullahu) «ihya-ul Ulûm id-Din» adli eserinde der ki, «dört şeyi yapmaksızın dört şeyi iddia eden kimse yalancıdır: 1 — Cenneti sevdiğini söylediği halde ibadet etmeyen kimse yalancıdır. 2 — Peygamber’imizi (S.A.S.) sevdiğini ileri sürdüğü halde alimler iie fakirleri sevmeyen yalancıdır. 3 — Cehennemden korktuğunu iddia ettiği halde günah islemekten vazgeçmeyen kimse yalanıdır. Nitekim Rabia-i Adviyye’nin (rahmetullah) su iki beyti bu noktayı güzel izah eder. Allah (C.C.) isyan ediyorsun, oysa O’nu sever görünüyorsun Hayatim hakki için bu durum, mantık prensiplerini alt-üst eder. Eğer sevgin doğru olsaydı. O’nun emirlerine uyardın. Çünkü aşık, sevgilisinin sözünden çıkmaz. Sevginin alâmeti, sevgilinin arzusuna, uymak ve onunla ters düşmekten sakınmaktır. Anlatıldığına göre bir gün bir gurup Şibli’yi (rahmetullah) ziyarete gider. Büyük Veli «siz kimsiniz» diye sorar. Gelenler «biz seni sevenleriz» diye cevap verirler. Bu sırada Şiblî yüzünü onlara döner, sonra onları taslamaya baslar, adamlar Veliden kaçarlar. Veli onları «benden niye kaçıyorsunuz, eğer gerçekten beni sevseydiniz, belâmdan kaçınmazdınız» diye azarlar. Arkasından sözlerine söyle devam eder: Muhabbet ehli, sevgi kadehinden içtiler, beldeler ve yeryüzü onlara dar geldi, Allah (C.C)’i hakki ile bildiler. O’nun ululuk ve kudreti karsisinda saskin kaldılar. O’nun sevgi kadehinden içtiler. O’nun ünsiyet denizinde boguldular, yalniz O’na seslenmekten zevk alır oldular. Arkasından şu beyti söyledi: Ey mevlâm! Sevgini hatırlamak sarhoş etti beni. Sen sarhoş olmayan hiç bir asık gördün mü?. Söylendiğine göre deve sarhoş olduğu zaman kırk gün yem yemez ve her zaman taşıdığının bir kaç kati kadar yük sırtına vurulsa yükleneni taşımasızlık etmez. Çünkü kalbinde sevgilisinin hatırası kıpırdayınca artik ne yem yer ve ne de ağır yük taşımaktan kaçınır, sebep sevgilisine karşı duyduğu sevktir.
Deve deve iken sevgilisi uğruna nefsinin isteğini gemleyerek ağır yük taşımaya katlandığı halde siz Allah (C.C) için hiç bir yiyecek veya içecekten vazgeçtiğiniz oldu mu? Allah (C.C.) için üzerinize herhangi ağır bir yük aldınız mi? Bu sayılan iyi amellerden hiç birini yapmamışsanız, sizin Allah (C.C) sevgisi iddianız ne dünyada ne de Ahirette, ne insanlar gözünde ne Allah (C.C) katında hiç bir şeye yaramayan bos bir sözden ibarettir. Hz. Ali (kerremellahu vechehu) söyle der: “Cenneti seven kimse iyiliklere koşar. Cehennemden korkan kimse, nefsini aşırı arzulardan alıkor. Ölümün kaçınılmazlığına inanan kimsenin gözünde dünyalık hazlar önemsizleşir. Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun.
GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024ÇEVRE
06 Aralık 2024EKONOMİ
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GENEL
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GENEL
06 Aralık 2024YAZARLAR
06 Aralık 2024ÇEVRE
06 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.