FIRAT NEHRİ’NİN HAYAT VERDİĞİ ERZİNCAN      
695 okunma

FIRAT NEHRİ’NİN HAYAT VERDİĞİ ERZİNCAN      

ABONE OL
10/02/2025 23:48
FIRAT NEHRİ’NİN HAYAT VERDİĞİ ERZİNCAN      
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Erzincan’a yolunuz düştüğünde, güzel ilçesi Kemaliye’ye uğramadan geçmeyin. Fırat Nehri’nin bir kolu olan Karasu Nehri’nin kenarına boylu boyunca uzanmış, doğasıyla, manzarasıyla huzur bulacağınız bir ilçe. Biz bir günümüzü dolu dolu burada geçirdik. Eski ismi Eğin olan ilçe, 1922 yılından sonra Kemaliye olarak değiştirilmiş. Eğinliler, Kurtuluş Savaşı’nda Atatürk’e desteklerini bildirmek için bir telgraf gönderirler. Telgrafta “500 atlı ile yanında olacaklarını” yazarlar. Bunun üzerine Atatürk “Eğinliler, siz Kemal’e ermiş insanlarsınız. Bu yüzden adımı size veriyorum.” diyerek Kemaliye adını alır. Kemaliye’de ilk olarak ilçeyi tepeden kuşbakışı görebileceğimiz Mani Yolu’na çıkıyoruz. Merkezden yürüyerek de çıkılabiliyor ama zorlu bir rampa olduğundan minibüsleri tercih ediyoruz. Mani Yolu, Osmanlı döneminde ve sonrasında erkeklerin gurbete çalışmaya gitmesi ile geride kalan eşlerinin özlem, hasret duygularını yazıya döktükleri manilerin sergilendiği bir yürüyüş yolu. Direklere asılı manileri okuyarak yolu yürüyoruz. Bu yolu yürüdükten sonra, o güzel manzara eşliğinde şehir merkezine yürüyerek iniyoruz. İnerken de tarihi Kemaliye evlerini görüyoruz. Yolun bitiminde Lökhane’ye gidiyoruz. Lökhane’de lök (lög) yapımını izliyoruz. Lök, ilçeye ait olan bir tatlı çeşidi. Yörede yetişen beyaz dut kurusu ile cevizlerin taş dibekte dövülerek, macun kıvamına getirilmesi ile elde ediliyor. Hediyelik lök tatlımızı aldıktan sonra, çarşısına iniyoruz. Çarşıdan şöyle bir dağın yamacına baktığımızda, hepimizin bildiği “Or’da bir köy var uzakta. O köy bizim köyümüzdür. Gezmesek de tozmasak da. O köy bizim köyümüzdür. “ dizeleriyle anlatılan Apçağa Köyü’nü görüyoruz.

Şair Ahmet Kutsi Tecer, bu dizeleriyle kendi köyünü anlatmış. Kemaliye şehir merkezinden ayrılarak, yine Kemaliye’ye bağlı Munzur Dağları arasında Fırat’ın kolu Karasu Nehri’nin oluşturduğu Karanlık Kanyon’a gidiyoruz. Dünya’nın en büyük kanyonları arasında gösteriliyor. Dik ve yüksek dağların oluşturduğu vadilerin arasından geçerek, Fırat Nehri’nin sularında tekne gezimizi yapıyoruz. Hayatımda yaptığım en güzel tekne turlarından biriydi. Tekne gezisi sonrası zipline ve salıncakta sallanma etkinliğine katılıyoruz. Adrenalin tutkunlarının tam merkezi burası. Her yıl düzenlenen Kemaliye Festivali ile turizme kazandırılmış. Yurtiçi ve yurtdışından gelen sporcular için yarışmalar düzenleniyor ve paraşütle atlama, rafting, kano, jet ski, kaya tırmanışı, zipline, tekne turu, jip safari, dağcılık, trekking gibi etkinlikler yapılıyormuş. Kanyonda ilgi çeken bir yol var ki, yapılış hikayesi de bir o kadar ilginç. “Taş Yol” denilen 8,5 km.lik dağlar yarılarak yapılan bir yol. 1870 yılında yapımına başlanmış. Tamamlanması tam 132 yıl sürmüş. O yıllarda bu yolun mutlaka yapılması gerekiyormuş. Kemaliye ve Divriği arasında bağlantı sağlanacak, İstanbul ve Ankara’ya giden yol kısalacak hem de birçok köyleri birbirine bağlayacakmış. Bu yol için yöre halkı seferber olmuş. Kendi imkanlarıyla, ilkel aletlerle sarp kayalıkları delmeye başlamışlar. Zaman zaman devlet desteği de almışlar. 1991-1999 yıllarında da o zamanın Erzincan valisi Recep Yazıcıoğlu’nun da desteğiyle devam etmiş. 2002 yılında da ulaşıma açılmış. Kanyondan kayalıkların üzerinde bulunan bu yola baktığınızda çok tehlikeli görünüyor. Yöre halkı, nasıl bu yolu yapmış, nasıl kullanmış hayret edersiniz. Günümüzde bu yol, bir çok tüneli ve virajlarıyla, uçurum görüntüsüyle turizm amaçlı kullanılıyor. Adrenalin tutkunları için jip safari ve trekking turları yapılıyor. Ardından Recep Yazıcıoğlu’nun bütün zorluklara rağmen yöre halkı ile birlikte yaptıkları köprüyü görüyoruz.

 Ayşe Kulin’in okuduğum eski bir kitabı vardır. “Köprü” isminde. Bu kitabında, köprünün yapılışını ve Recep Yazıcıoğlu’nun çabalarını roman şeklinde anlatmış. Sürükleyici bir kitap. Tavsiye ederim. Ertesi günü, Erzincan il merkezine 30 km. uzaklıktaki Girlevik Şelalesi’ni görüyoruz. Çağlayan Beldesi’nin Girlevik Köyü’nde bulunuyor. Şelalenin suları, yakınındaki Kalecik Köyü sınırlarından doğan dokuz kaynaktan gelmektedir. Şelalenin etrafı yeşillik ve ağaçlık. Mola verip bir şeyler yiyip içebileceğiniz bir de çay bahçesi bulunuyor. Gezimizin son durağı, üniversitenin hocalarından biyolog Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkılarıyla açılan, ülkemizin en kapsamlı Doğa Tarih Müzesi’ni geziyoruz. Müze, üniversite kampüs alanı içerisinde. İçinde yüzlerce hayvan, bitki, maden türleri sergileniyor. Müze ziyareti sonrası şehir merkezindeki otelimize yerleşiyoruz. Akşam şehir merkezini dolaşırken, leblebi dükkanlarını görüyoruz. Erzincan’ın tava leblebisi meşhur. Ertesi günü Sivas’a yolculuğumuz başlıyor… Yazımı bitirirken, 2023 yılının sizlere sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini dilerim. Sevgiyle kalın…

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.