0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

“KUDÜS COĞRAFİ BİR MESELE DEĞİL İMANI BİR MESELEDİR”

Anadolu Gençlik Derneği Denizli İl Başkanı Bilal Furkan Şimşek Denizli AGD olarak liseli, ortaokullu ve üniversiteli gençlerle çalıştıklarını belirterek sadece Filistin değil tüm mazlum coğrafyaları kapsayan bir gündemin takipçisi olduklarını söyledi.  Başkan Şimşek, “Meseleye biraz daha geniş çaplı bakmak lazım.  Bizler Anadolu Gençlik Derneği, Millî Görüş hareketi olarak Kudüs konusu Filistin konusu, Doğu Türkistan, Afganistan konusu ve Müslüman, gayri Müslim ayırt etmeden tüm mazlum coğrafyaların meselelerini gündemimizde tutuyoruz. Gerek Erbakan Hocamız gerekse Millî Görüş’ün misyonu olarak Filistin’in ayrı bir önemi var. Erbakan hocamız “Kudüs coğrafi bir mesele değil imanı bir meseledir” diyerek önemini ortaya koymuştur. Bizler Anadolu Gençlik Derneği olarak Kudüs-Filistin konusundaki bütün sıkıntıları gündemimizde tutmaya devam ediyoruz.  Derneğimize gelen liseli, ortaokullu, üniversiteli gençlerimize bu işin şuuruna yönelik orada yaşanan sıkıntıları anlatıyoruz. Cenin kampı başta olmak üzere, her zaman tekrarlanan Gazze’deki sıkıntılar, bombalamalar, Mescid-i Aksamız’a postallarla girilmesi, İsrail askerlerinin çocuk ya da bebek demeden yaptığı katliam ve tutuklamaları tüm Türkiye’deki kardeşlerimize ulaştırarak onlarda bir duruş bir şuur oluşturmaya gayret ediyoruz.”dedi

“YAPMAMIZ GEREKEN ŞEYLER VAR”

Yapılan çalışmaları değerlendiren Başkan Bilal Furkan Şimşek, “Bu noktada Türkiye’de geçmişten bu yana yapılan bir takım çalımalar var.  Mesela; Erbakan Hocamızın önderliğinde yapılan Kudüs Yürüyüşleri vardı, Çağlayan Mitingleri vardı. Bunlar yüz binlerce kişinin katılımlarıyla gerçekleşti. Türkiye’de siyasi hareketin değişmesine sebep olan olaylar oldu. Erbakan Hocamızın o yürüyüşünden sonra parti kapatılma olayları gerçekleşti.  Biz Kudüs meselesinde ağır bedeller ödediğimize şahidiz bu duruşu sürdürmeye gayret ediyoruz. Hamasi birçok söz söylenebilir, İsrail kahrolasın denebilir fakat gençler noktasında bizim kendi kanaatimce yapmamız gereken şeyler var. Siyonizm nedir? İsrail neden şuan Filistin dedir? Kimler vasıtasıyla o bölgeye konuşlanmıştır? Bunları bilmemiz lazım.” Şeklinde konuştu.

NE ARAP SEVİCİYİZ NE DE YAHUDİ DÜŞMANI

AGD Denizli İl Başkanı Bilal Furkan Şimşek sözlerine şu şekilde devam etti: “ Kısaca bahsetmek gerekirse biz bir Yahudi düşmanı değiliz. Fakat Siyonizm’le Yahudilik farklı bir meseledir.  Siyonizm iki tane batıl düşüncesi vardır.  Birincisi üstün ırk anlayışı ikincisi vaat edilmiş topraklar inancıdır.  Şuan İsrail içinde bulunduğu Filistin toprakları olmak üzere İran’ın, Suriye’nin hatta Türkiye’nin de içinde bulundu vaat edilmiş topraklar inancına sahiptir. Bunu geçmişte Erbakan Hocamız Büyük Orta Doğu projesi olarak dile getirmiştir şuan hala yürürlüktedir. Bu Arz-ı Mev’ud bilmeden ve üstün ırk anlayışını bilmeden bizim İsrail’in politikalarını anlamamızın imkânı yoktur.  Bu Arz-ı Mev’ud’la da bitmiyor.  Mescid-i Aksa’yı yıkıp yerine Süleyman’ın Mabed’ini oluşturmakta İsrail’in projeleri arasındadır. Hatta birebir gidip gördük Mescid-i Aksa’nın altında bir enkaz çalışması devam etmektedir. Mescid-i Aksa’yı yıkıp yerine bir Süleyman Mabedi inşa ederek tanrıyı kıyamete zorlayacaklardır. Onların inancına göre bütün bunlar gerçekleştikten sonra kıyametin kopacağına inanıp kendilerinin de kurtulacağına inanırlar. İsrail’in sınırları belli değildir. Bizim halkımız sanıyor ki biz Filistin’den bahsederek Arap seviciliği yapıyoruz. Fakat İsrail’in gerçekleştirdiği bu sıkıntılar bir nokta da bize de dokunuyor çünkü Arz-ı Mev’ud sınırları arasında Türkiye’nin de bir noktası bulunmaktadır. Bunlar bilinmeden İsrail’le ilgili attığımız adımlar eksik kalacaktır. İsrail’in Filistin’de yaptığı ezan yasakları, kutsalımıza silahlarla ve postallarla girilmesi,  Gazze ve Batı Şeria’da yaptığı katliamlar Siyonist doğasının gereğidir. Siyonistlik ve Yahudilik farklı şeylerdir.

Filistinlilerin topraklarını İsraillilere, İngilizlere sattıkları yönünde bir iddia var.  Orada İsrail halkı dünyanın farklı ülkelerinden getirilerek adeta bir işgal uygulamaktadır. Araplar topraklarını satmamış İsrail önce oradaki vatandaşların arsalarına çökmekte, belli bir süre konteynırlarda yaşadıktan sonra dolu olan binaları yıkmaktadırlar. Orada ki insanlar çağdaş bir soykırıma uğramaktadır.  Filisin halkı kendi topraklarına Siyonistlerin yerleşmesini hiçbir zaman kabul etmemiştir.  Öncesinde de var olan işgal 1920’den beridir de devam etmektedir.  İngilizler öncesinde bölgeyi terk ederken İsrail’e o bölgeyi hazır bir şekilde terk etmiştir. 

“BATI KUDÜS’TE YOK DOĞU KUDÜS’TE YOK KUDÜS TEKTİR!”

Balfour Deklarasyonuyla da İsrail orada meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır.  Zikretmemiz gerek bir başka olayda 6 Aralık 2017 tarihinde ABD’nin o zaman ki başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan etmesidir.  Oranın başkent ilan edilmesi, orada konsolosluk açması Müslümanları kesinlikle ilgilendirmemesi gerekir, Müslümanların da tanımaması gerekir.  Siyasi noktada yaşanan şuursuzluklar, basiretsizlikler bizi bazı anlaşmalarla Doğu Kudüs’ü bizim batı Kudüs onların olarak nitelendirmeye zorlamıştır. Maalesef İslam dünyasının liderleri bu hale düşmüştür.  Gençlerin bu noktada şuurlu olması gerekir. Batı Kudüs’te yok doğu Kudüs’te yok. Kudüs tektir ve orası da Müslümanlarındır şuurunda olması gerekir. Zaten İsrail ve Filisin konusunun ortaya çıkması 2 devletli çözüm süreciyle ortaya çıkmıştır. İsrail dünyanın önünde hala bu işgalini sürdürmektedir. Sadece gayri Müslim ülkelere değil İslam ülkelerinin liderlerine de sesleniyoruz.  Doğu Kudüs diye bir şey yok siz Kudüs’ü başkent olarak tanıyıp İsrail’i tanımayacaksınız. Geçtiğimiz aylarda İsrail Cumhurbaşkanı adeta bir bayram havasında Ankara’mıza davet edildi. Üst düzey protokollerle karşılandı. Yine İsrail’in icraatlarından biri Suudi Arabistan gitmek oldu ve diğer ülkelerde bu katilin bu teröristin bu şekilde bayram havasında karşılamasına razı değiliz. Müslüman bir gençlik örgütü olarak bunu kabul etmek bir yana biz İsrail terör örgütünün başkanı Ankara’ya geldiğinde, bizim Ankara teşkilatımız gereken cevabı vermiştir. Gidecek olduğu yol güzergâhındaki İsrail bayraklarını Filistin bayraklarıyla değiştirerek yerine Filistin ve AGD bayraklarını asarak tepkisini dile getirmiştir. 

İSRAİL’LE ANLAŞANIN KAZANANI OLMAZ

Maalesef İslam ülkelerindeki sorunların bu şuursuzluklardan dolayı yaşandığını düşünüyoruz. İsrail’le normalleşip sonunda bir kazanım elde eden bir devlet olmamıştır. 1970’lerde Mısır bu sorunu yaşamıştır. İsrail bu anlaşmaya rağmen Müslüman Kardeşleri terörist olarak ilan etmiştir. Yine Türkiye’mizde İsrail ve ABD’nin operasyonları malumunuzdur örneğin 15 Temmuz döneminde yaşananlar… 

NİTELİKLİ BİR ÇOĞUNLUĞA İHTİYACIMIZ VAR

Tüm konuştuğumuz meselelerinin sonu Arz-ı Mev’ud’a dayanır. Bu bayraklarında bile tescillenmiştir.  Bizde Milli Görüş hareketleri olarak Denizli’mizde Müslüman gençliğinin şuurlanması için çalışıyoruz. bu Siyonizm nedir? Amerika neden bu işin içindedir?  Hristiyanlık dünyası neden buna dâhil olmaktadır ya da tüm dünya azınlık bir terörist grubuna neden boyun eğmiştir? Bunları başta kendimize sonrasında da geçlerimizle izah ederek çalışmalar yapıyoruz.  Bu şuurlanma mevzusu sadece Türkiye ile bitmeyip tüm dünyaya yayılmalıdır. Bizim söylemlerimizden biri olan İslam Birliği, D-8, D-160’lar faaliyete geçirilerek bir an önce Müslümanların ABD’YE, İsrail’e karşı birlik olması gerekmektedir. Müslümanların ne yazık ki şuan bir lideri yoktur. Müslümanlar sayıları çok olsa da nitelikli bir yaptırım gücü yoktur. Günümüzde yaşanan sıkıntılarda bundan kaynaklamaktadır.

“HEM SİYONİZM’E HEM DE EMPERYALİZME MEYDAN OKUMUŞTUR”

Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız bu davaya şu sloganlarla başlamıştır, “ Doğu da bizim Batı da bizim Kudüs’te bizim zafer de bizim.”  Yani milli görüş tüm siyasi ve politik alanlarda bulunmasının ana sebebi budur.  Hiçbir zaman edebiyatını yapmamıştır. İktidar olduğu dönemde Hamas lideri ‘Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız iktidar olduğu dönemde Siyonist İsrail Filistin’e tek bir kurşun bile atamamıştır.’ demiştir. Yine 1980’de çok tartışmalı olan büyük Kudüs Mitingi yapılmıştır. Zalime Lanet Mitingi vardır.  Hatta burada Erbakan Hoca demiştir ki ‘Amerika İsrail’i çok seviyorsa İsrail’e Amerika’dan bir eyalet versin’ diyerek hem Siyonizm’e hem de Emperyalizme meydan okumuştur.  İsviçre’nin Basel şehrinde düzenlediği İslam birliği konferansı önemlidir. Bunun önemi Theodor Herzl yani Siyonizm’in kurucusu olan şahıs Yahudilerin ileri gelenleriyle birlikte 1897 yılında 1. Siyonist kongresini toplamış İsrail’in kurulması o kongrede kararlaştırılmıştır. İslam birliği konferansı da aynı salon da düzenlenmiştir.

  Yine mavi Marmara Türkiye’den insan taşıyan bir iyilik hareketidir. Yine bu Erbakan hocanın talimatıyla yola çıkmıştır. Kudüs Yürüyüşü… Refah Yol Hükümetinin yaptığı 15 Ocak 1997 tarihinde Filistin hükümetiyle İsrail arasında yaptığı görüşme neticesinde el Halil şehrine bir barış gücü göndermiştir. Farklı ülkelerle birlikte oraya asker yollanmıştır. Bizler biliyoruz ki Erbakan hocamızın siyasi olarak engellenmesinin sebepleri arasında bu icraatlar vardır.

Ramazan geliyor biliyoruz ki İsrail Ramazan geldiğinde baskılarını arttırır. Şimdiye kadar yaptığı ve yapacağı katliamların temel sebebi Müslümanların bir etki gücünün olmaması, laf ve hamasi sözler düzeyinde kalması ve bu işi sadece STK’ların organize etmesi. Bir devlet gücü olmadığı sürece STK’larında yapa bileceği işler sınırlı. Bizler bu yaptırımı oluşturacak bu siyasi gücü oluşturacak, dertli, şuurlu bir neslin inşası için uğraşıyoruz.”

Aslıhan Kılıçelli