Siber Güvenlik Yasası, ikinci sansür yasası olacak
19 okunma

Siber Güvenlik Yasası, ikinci sansür yasası olacak

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, TBMM'de görüşülecek olan Siber Güvenlik Yasa Teklifi'nin basın özgürlüğünü tehdit ettiğini belirtti. Açıklamada, yasa teklifinin gazetecilere yönelik hapis cezası riskini artıracağı, haber kaynağı gizliliğini ihlal edeceği ve temel hak ve özgürlükleri keyfi şekilde sınırlandıracağı ifade edildi. Özellikle 16. ve 17. maddelerde yer alan belirsiz ifadelerin, basın mensupları ve toplumun genelini gözetim altına alabileceği vurgulandı. Yasa teklifinin hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu ve ifade özgürlüğüne yeni bir darbe niteliği taşıdığı belirtildi.

ABONE OL
04/03/2025 10:44
Siber Güvenlik Yasası, ikinci sansür yasası olacak
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, TBMM’de bu hafta görüşülecek olan Siber Güvenlik Yasa Teklifi hakkında görüşlerini açıkladı. Açıklamada, “Teklif yasalaşırsa, görünür gerçeğe uygun haber yaptığı halde ‘algı oluşturma’ iddiasıyla, haber kaynağından elde ettiği bilgileri bulundurduğu gerekçesiyle ve Siber Güvenlik Başkanlığı’nın istediği bilgi ve belgeleri haber kaynağının gizliliği ilkesi nedeniyle vermediği için gazetecilerin hapis cezası tehdidi ile karşı karşıya kalacağı” ifade edildi.

Açıklamada şu görüşler yer aldı:

TBMM’ye getirilen yasa teklifinin, Anayasa’da yer alan temel hak ve özgürlüklere uygunluğu ve hukuk devleti ilkesine uygun olup olmadığı mutlaka değerlendirilmelidir. Siber güvenlik elbette ki devletin öncelikleri arasında yer almalıdır. Ancak, diğer yasalarda zaten yer alan hükümler varken, Siber Güvenlik Yasa Teklifi ile daha da sınırlayıcı, cezalandırıcı, baskıcı hükümler getirilme çabasını anlamakta zorlanıyoruz. TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek olan yasa teklifiyle siber güvenliğin güçlendirilmesi ve kritik milli altyapının korunmasının hedeflendiği belirtiliyor. Ancak teklif bu şekliyle yasalaştığında, başta basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü olmak üzere özel hayatın gizliliği, kişisel veriler ve temel hak ve özgürlükler keyfilikle sınırlandırılacaktır. Dezenformasyon Yasası’ndan sonra Siber Güvenlik Yasası, ikinci sansür yasası olacaktır.

Siber Güvenlik Yasa Teklifi Belirlilik ve Öngörülebilirlik Vasıflarından Uzak

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak hep dile getirdiğimiz ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarında da ifade edildiği gibi, temel hak ve hürriyetleri sınırlandıran yasa maddelerinin şekli anlamda var olması yeterli değildir. Yasanın belirlilik ve öngörülebilirlik vasıflarını da taşıması gerekir. Siber Güvenlik Yasa Teklifi, bu vasıflardan uzaktır. Düzenleme; basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü önünde yeni bir engel oluşturacaktır. Özel hayatın gizliliği ihlal edilebilecektir. Anayasamızda yer alan temel hak ve özgürlükler risk altına girecektir.

16. Madde

Teklifin 16. maddesinin 5. fıkrasında yer alan, “Siber uzayda veri sızıntısı olmadığı halde, veri sızıntısı yapılmış gibi bu yönde algı oluşturmak suretiyle kurumları veya şahısları hedef almaya yönelik faaliyet yürütenlere iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir” hükmü yasa teklifinden çıkarılmalıdır.

Madde hükmünde yer alan “algı oluşturulması” kavramı muğlak bir ifadedir. Ülkemizde gazeteciler için uygulanan ceza pratiği göz önüne alındığında, görünür gerçeğe uygun haber yapan ve halkın haber alma hakkına sahip çıkan birçok gazeteci hakkında soruşturma açılacağı, sonucunda da cezalandırılacakları bir gerçektir.

“Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunu içeren” TCK’nın 217/A maddesinin yanı sıra, şimdi de bu madde kullanıma sokulmaktadır. Kaldı ki yasa teklifindeki bu düzenleme öngörülebilir bir düzenleme de değildir.

Teklifin 6. maddesinde Siber Güvenlik Başkanlığı’na sınırları belirli olmayan yetkiler tanınmıştır.

Sadece Gazeteciler Değil, Tüm Toplum Gözetim Altına Alınacak

6. Madde:

Teklifin 6. maddesinin (ç) bendinde yasa kapsamına giren herkesten “Başkanlık tarafından hakim onayı olmadan bilgi, belge, veri ve kayıtların alınabileceği, elde edilen bu verilerin ve kayıtların iki yıl süreyle çalışmaya konu edilebileceği, çalışması süresi sonunda imha edileceği” belirtilmektedir.

Ayrıca bu kapsamda, “Başkanlığın talebinin kendi yasalarındaki hükümleri gerekçe göstererek ret edilmesi de” yasaklandığından, düzenleme gazetecilerin haber kaynağını açıklamaması kuralını da zedeleyecektir. Aslında bu düzenleme ile sadece gazeteciler değil, tüm toplum gözetim altına alınacaktır. Toplum, keyfi uygulamalarla izlenecek, özel hayatın gizliliği keyfi uygulamalara konu olabilecektir.

Haber Kaynaklarından Aldığı Verileri Bulundurmak Gazeteciler İçin de Yeni Bir Cezalandırma Nedeni Olabilecek

8. Madde:

Teklifin 8. maddesinin 5. fıkrası, “gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Siber Güvenlik Başkanı’nın yazılı emri ile konutta, işyerinde veya kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama yapabilme, kopya çıkarma ve el koyma işleminin gerçekleştirilebilmesine” olanak sağlamaktadır.

Bu durumda bireylerin nasıl ve hangi koşullarda hukuki güvenliğini sağlayabileceği veya itiraz hakkını kullanabileceği belirsizdir. Hak arama hürriyetinin zedeleneceği açıktır.

Bir başka sakınca ise gazetecinin araştırma yaparken haber kaynağından elde ettiği veriler için de geçerlidir. Haber kaynağından aldığı verileri bulunduran gazeteciler için de bu madde kullanılarak cezalandırılmalarının önü açılacaktır.

16 ve 17. Madde

Teklifin 16. ve 17. maddelerinde düzenlenen ağır cezalar, yalnızca kişisel hakları değil, aynı zamanda temel anayasal güvenceleri de tehdit eder durumdadır. Ayrıca, cezaların ölçüsüzlüğü, hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil etmekte ve bireylerin temel haklarını ağır şekilde ihlal etme riski taşımaktadır.

Önümüzdeki yıllarda, haber kaynağından elde ettiği bilgiler dahil olmak üzere, Başkanlığın istediği bilgi ve belgeleri vermeyen gazetecilerin hapis cezası tehdidiyle karşı karşıya kalacağını hep birlikte göreceğiz.

Yasama Yetkisi İdareye Devredilmiş Olacak

3. Madde:

Teklifin 3. maddesinde yer alan “kritik altyapı ve kritik kamu hizmeti” kavramlarının içeriği belirlenmediğinden ve bu içeriğin belirlenmesi doğrudan Siber Güvenlik Başkanlığı’na bırakıldığından, yasama yetkisi idareye devredilmiş olacaktır.

Teklifin “tanımlar” başlığını taşıyan 3. maddesinin (j) bendinde tanımlandığı ifade edilen SOME (Siber Olaylara Müdahale Ekibi) hakkında da herhangi bir açık tanım bulunmamaktadır. Bu birimde yer alacak kişi ya da kurumların kimlerden oluşacağı belli olmadığı gibi, yetkilerinin içeriğinin de ne olduğu belirsizdir.

Tüm bu hususların yönetmelikle düzenleneceğinin belirtilmesi, normlar hiyerarşisine ve kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edecektir. Bu belirsizlikler elbette temel hak ve özgürlükleri kısıtlayacaktır.

Tüm bu gerekçelerle, yasa teklifindeki düzenlemelere hassasiyetle yaklaşılması, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü ile hukuk devleti ilkesi dikkate alınarak teklifin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.