Araştırma Gündemi
39 okunma

Araştırma Gündemi

İLKE Vakfı’nın “İstanbul 39” raporu, İstanbul’daki ilçeler arasında hızla büyüyen sosyoekonomik farkları gözler önüne seriyor. Çeper ilçelerde nüfus artışı hızla devam ederken, merkezi bölgelerde azalma yaşanıyor. Kentleşme baskısı, ulaşım eksikliği ve gelir eşitsizliği, şehrin sosyal yapısını etkileyen temel unsurlar arasında. Esenyurt ve Arnavutköy gibi genç nüfus yoğunluğu olan ilçeler ile Kadıköy ve Adalar gibi yaşlı nüfusun ağırlıkta olduğu bölgeler arasındaki fark dikkat çekiyor. Ayrıca, Fatih ve Zeytinburnu gibi ilçelerde deprem riskinin yüksek olması, gelecekte büyük kayıplara yol açabilecek bir tehdit olarak öne çıkıyor.

ABONE OL
01/03/2025 13:11
Araştırma Gündemi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İstanbul’un Sosyoekonomik Haritası: Merkezden Çeperlere Eşitsizlikler

İLKE Vakfı’nın “İstanbul 39” raporu, İstanbul’un ilçelerindeki sosyoekonomik dinamikleri gözler önüne seriyor. Son 10 yılda Esenyurt, Sancaktepe ve Arnavutköy gibi çeper ilçelerde nüfus %50’nin üzerinde artarken, Fatih, Beşiktaş ve Kadıköy gibi merkez ilçelerde %10’a varan azalmalar yaşandı.

Raporda, altyapı ve sosyal hizmetlerin hızla artan nüfusa yetişemediği vurgulanırken, bazı mahallelerde nüfus yoğunluğunun km² başına 50 bini aştığı belirtiliyor. Özellikle Esenler, Bağcılar ve Zeytinburnu gibi bölgelerde kentleşme baskısının yaşam kalitesini olumsuz etkilediğine dikkat çekiliyor.

Ayrıca, rapor çocuk nüfus oranının %25’in üzerinde olduğu Esenyurt ve Arnavutköy gibi genç ilçeler ile yaşlı nüfusun %20’yi aştığı Adalar ve Kadıköy gibi bölgeler arasındaki derin farklılıkları ortaya koyuyor. İlçeler arasında eğitim seviyesinde de büyük farklar bulunuyor; yüksek lisans ve doktora mezunu oranı Beşiktaş’ta %20’yi bulurken, bazı ilçelerde okuma yazma bilmeyenlerin oranı %10’un üzerinde.

Deprem riskine dair veriler ise dikkat çekici: Fatih ve Zeytinburnu, olası bir depremde en yüksek can kaybı ve hasar öngörülen ilçeler arasında yer alıyor.

Öne Çıkan Bulgular:

🔹 Çevre: Km² başına 50 bin kişi yoğunluğu olan 90 mahalle alarm veriyor. Bisiklet ve mikro mobilite park alanı gibi yaşamsal hizmetler sadece belirli ilçelerde kamunun kullanımına açık.
🔹 Göç: İstanbul’a göç hız keserken, şehir içi göç merkez ilçelerden çeperlere doğru yöneldi. Esenyurt, İstanbul doğumluların en düşük olduğu (%38) ilçe oldu. Suriyeli nüfus Esenyurt, Bağcılar, Fatih ve Küçükçekmece’de yoğunlaştı.
🔹 Ekonomi: Şişli, Beşiktaş, Kadıköy ve Bakırköy en gelişmiş ilçeler olarak öne çıkarken, Sultanbeyli, Şile ve Arnavutköy en alt sıralarda yer aldı. Kira fiyatları Sarıyer’de 60 bin TL’yi bulurken, Esenyurt’ta 15 bin TL seviyelerinde kaldı. Gelir eşitsizliği ilçeler arasında derinleşiyor.
🔹 Sağlık: İstanbul’da diş hekimlerinin %84’ü özel sektörde çalışıyor, bu durum düşük gelirli bölgelerde hizmete erişimi zorlaştırıyor. Sağlık altyapısında ciddi iyileştirme ihtiyacı var.
🔹 Ulaşım: Esenyurt, Beylikdüzü ve Avcılar gibi nüfusu yoğun ilçelerde raylı sistem bulunmuyor. Rapora göre, “İstanbul’un trafik yükü, raylı sistemin çevre ilçelere yayılmasıyla hafifletilebilir.”


Kasım 2024 Barometre Araştırması: Kürt Sorununa Bakış Nasıl Değişiyor?

KONDA’nın Kasım 2024 Barometresi, Kürt sorununda toplumsal algıları ve çözüm yollarına yönelik tutumları gözler önüne seriyor. Barometreye göre, Türkiye’de 15 yaş üstü yetişkin nüfusun %40’ı Kürt sorununun güvenlikçi yöntemlerle çözülmesini savunuyor. Demokratikleşme ile çözüm diyenlerin oranı %16, müzakere yolunu tercih edenler %11 ve Kürt kimliğinin anayasal olarak tanınmasını isteyenler %8 seviyesinde. Toplumun %23’ü ise “Türkiye’de Kürt sorunu yoktur” görüşünde.

Kimler, Nasıl Çözüm İstiyor?

Kürtler ve Türkler arasında çözüm yolları konusunda derin farklar var. Etnik kimliğini Kürt olarak belirtenlerin %33’ü anayasal tanınma talep ederken, Türkler arasında bu oran sadece %3. Kendini Kürt olarak tanımlayan kişilerin %60’ı olası bir barış sürecine destek verirken, Türkiye genelinde bu oran %35’te kalıyor.

🔹 Çözümde En Güvenilen Aktörler:
Kürt sorununun çözümünde etkili olması gerektiği düşünülen aktörlerin başında TBMM (%41) ve Cumhurbaşkanlığı (%40) geliyor. Sivil toplum örgütleri ve Selahattin Demirtaş’a güvenenlerin oranı %9, HDP/Dem Parti’yi çözüm aktörü olarak görenler %5 ve Abdullah Öcalan’a güvenenler %3 seviyesinde kalıyor.

🔹 Nüfus ve Toplumsal Dağılım:
Türkiye’de yaşayan yetişkinlerin %16’sı kendisini Kürt olarak tanımlıyor. Bu da nüfus projeksiyonlarına göre Türkiye’de 12 milyonun üzerinde Kürt vatandaşın yaşadığı anlamına geliyor.

🔹 Ekonomik Faydalar Barışa Desteği Artırıyor:
Araştırma, olası bir barış sürecine dair toplumun ekonomik faydalar üzerinden ikna edilebileceğini gösteriyor. Olası barış sürecinin ekonomik getirileri vurgulandığında, Türk katılımcılar arasında destek oranı %40’a kadar yükseliyor.

💡 Özetle:
Toplumsal barış için ince bir denge gerekli. Kürt sorununun çözümü konusunda toplum hala büyük oranda güvenlikçi çözümleri benimserken, ekonomik ve demokratik açılımlar yapıldığında toplumsal destek yükselebiliyor.


Türkiye’de Stratejik Eğilimler: Güç ve Güvenlik Öncelikli!

Türkiye Araştırmaları Vakfı tarafından Mayıs 2023’te yayımlanan rapora göre, Türk kamuoyu güç ve güvenliği öncelikli görüyor.

🔹 Ulusal çıkarları korumak en önemli stratejik hedef (%73)
🔹 Askeri harcamaların artırılmasını destekleyenler (%81,7)
🔹 Türkiye’nin büyük güç olma vizyonunu gerçekçi bulanlar (%62,6)
🔹 Mavi Vatan stratejisine destek verenler (%74,4)

💡 Özetle:
Türkiye’nin stratejik geleceğine dair kamuoyu, güçlü bir bölgesel aktör olma yolunda askeri kapasitenin artırılmasını ve dış politikada bağımsız hareket edilmesini destekliyor.


Türkiye’de 2024: Hem Evlilik Hem Boşanmalarda Artış!

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 evlenme ve boşanma istatistiklerine göre:

🔹 Evlenen çift sayısı: 568 bin 395 (geçen yıla göre hafif artış)
🔹 Boşanan çift sayısı: 187 bin 343 (önceki yıla göre ciddi artış)
🔹 Evliliğin ilk 5 yılında boşanma oranı: %33,7
🔹 Boşanmalardan etkilenen çocuk sayısı: 186 bin 536 (%74,4’ünün velayeti annelere verildi)


Dünyada Hukukun Durumu: Kötüden Daha Kötüye!

Amerikan Barolar Birliği tarafından hazırlanan 2024 World Justice Project (WJP) Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ne göre, ülkelerin %57’sinde hukukun durumu kötüleşti.

🔹 2016-2024 döneminde ülkelerin %81’inde temel haklar zayıfladı.
🔹 Hükümetlerin denetlenme mekanizmaları geriledi (%77).
🔹 Dünya genelinde 6 milyar insan, hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu ülkelerde yaşıyor.

💡 Özetle: Hukukun üstünlüğü dünya genelinde gerilerken, otoriter yönetimler yükselişte.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.