SEMİH BİLGİÇ / DAHA GÜZEL YARINLARA

Birbirimizi anlamayı bırakın, dinlemiyoruz bile. Başkasının sözleri ya da yazıları bize hiçbir katkıda bulunmuyor. Ne yazık ki bu nedenle anlayışsız bir toplum olduk.
Okullarda eskiden kompozisyon sınavı yapılırdı. Test ağırlıklı seçme sınavları, yazılı anlatımın sonunu getirdi. Bu sınavların öğrencilere kazandırdığı birçok özellik vardı. Hepsini gözardı edip yazılı anlatıma son verildi. Artık edip yetiştirmekten söz edilemez.
Okumak kadar yazmak da önemli. İnsan duygu ve düşüncesini kağıda dökebilen bir varlıktır. Yeteneği olanların okulda bu yetenekleri ortaya çıkmalı. Okulun yazılı anlatıma önem vermesi gerekir.
Bir de okullarda tiyatroya artık önem verilmiyor. Sahnenin öğrencilere katkıları saymakla bitmez. Aynı zamanda izleyicilerin de bakış açılarını geliştirir. Tiyatro izlemeyen bir toplum, ne kadar yoksuldur. Duygu dünyası ne kadar kısırdır, bir düşünsenize.
Beden, müzik ve resim hiçbir zaman ders sayılmadı. Her dersin öğrenciye ayrı bir katkısı varken bu dersler üvey evlat muamelesi görmeye devam ediyor. Bu alanda yeteneği olanlar, ancak özel derslerle kendini geliştirebiliyor.
Sayısal derslerin de önemi var tabi. Ancak her öğrenci sayısal derslerde başarılı olamaz, bu gayet tabii. Sanatta yetenekli bireyler yetişmesi için bu derslerin değerini bilmeliyiz. Küçük yaşta yeteneği olanları belirleyip gereken adımları atmalıyız. Burada görev eğitimcilere, anne-babaya ve devlete düşüyor.
Sanat, göreceksiniz toplumun değişmesini de sağlayacak. İnsanı insanı anlatan her sanata ayrı önem vermemiz dileğiyle. Daha güzel yarınlara…