GİZEMLİ MISIR-KAHİRE ŞAHESERLERİ GİZE PİRAMİTLERİ       

Piramitleriyle yüzyıllardır gizemini koruyan, dünyanın en eski anıtsal yapılarına sahip, topraklarından geçen Nil Nehri ile de çok eski medeniyetlere ev sahipliği yapmış ülke Mısır...                                                        1 hafta önce gerçekleştirdiğim “Baştan Başa Gizemli Mısır Turu”nda nereleri gördüm, neleri öğrendim sizlere aktaracağım. Haydi birlikte Mısır’ı gezelim....                                             

10 günlük Mısır gezimde ; Hurghada, Luxor, Kahire, İskenderiye, Sharm El Sheikh şehirlerini gördüm. İlk olarak Kahire’de bulunan Kahire Şaheserleri’nden başlayayım anlatmaya. Kuşkusuz Mısır denilince, ilk aklınıza gelen “Mısır Piramitleri” olacaktır. Şimdiye kadar tespit edilmiş sayıları yaklaşık 138’i bulan Mısır Piramitleri, peki niçin yapılmış? Üçgen şeklindeki bu piramitler, Mısır Firavunları’nın mezar odaları olarak yapılmış. “Firavun”, Antik Mısır’da hükümdarlara verilen isimdir. Hükümdarlar, öldükten sonra mumyalanarak ganimet eşyalarıyla birlikte, kendilerine özel yaptırılmış, kendi isimlerini aldıkları bu piramitlere konulurmuş. Mısır Krallığı, 3 döneme ayrılır : Eski Krallık, Orta Krallık, Yeni Krallık diye. Piramitlerin çoğu, Eski Krallık ve Orta Krallık Dönemi’nde inşa edilmiş. En eski piramitler, “Mastaba”adı verilen dikdörtgen şeklindeki mezarlarmış. Sonrasında üçgen şeklinde yapılmaya başlanmış. En eski piramidin “Zoser Piramidi” olduğu sanılıyor. “Meidum, Dahshur, Menkaure” diğer eski piramitlerdir. En ünlü Mısır Piramitleri, “Gize Piramitleri”dir. Bunlardan en büyüğü “Keops Piramidi”, dünyanın yedi harikası arasında yer alıyor. Diğer ikisi de “Kefren Piramidi ve Mikerinos Piramidi” dir. Gize Piramitleri, tahmini olarak M.Ö.3000 yıllarında Eski Krallık Dönemi’nde yapıldığı zannediliyor. Günümüzde sadece Kefren Piramidi’nin içine girilebiliyor. Ücret karşılığında girdiğimiz piramidin mezar odasına ulaşmak için dar koridorlardan çoğu zaman da eğilerek geçtik. İçinde sadece mezar odası bulunuyor. O dönemlerde piramitlerde, krallarla birlikte ganimetlerinin de bulunması, hırsızların hedef noktası olmuş. Bunun üzerine mumyalar ve ganimetler, Kahire’nin merkezindeki Mısır Müzesi’ne taşınır. 2021 yılına kadar bu müzede sergilenir. 2021 yılında Antik Mısır’ın 18 kral ve 4 kraliçesine ait mumyalar, büyük bir titizlikle Mısır Müzesi’nden alınarak yeni müzeye Mısır Medeniyeti Ulusal Müzesi’ne taşınır. Canlı yayınla gerçekleşen bu töreni belki medyadan izlemişsinizdir. Kahire’ye vardığımızda bu müzeyi ziyaret ettik. Alt katında, aralarında 2.Ramses, Hatşepsut gibi ünlü firavunların mumyaları sergileniyor. Üst katında da piramitlerden çıkartılan eşyalar, materyaller ve ganimetler sergileniyor. Bu müzede 22 adet firavun mumyasını görmek bizim için heyecan vericiydi. Piramitlerin sırrı, halen tam çözülebilmiş değil. Müthiş bir matematiksel ve mimari zekayla inşa edilmişler. Bunlardan bazılarını sayarsak ; Piramitlerin her biri 20 ton olan taşlardan inşa edilmiş. Bu taşların nereden ve nasıl getirildiği tam olarak bilinmiyor. Mezar odaları sadece yılda iki defa, o da firavunların doğduğu ve tahta çıktığı günlerde güneş görüyor. İlk kez keşfedilen mumyalarda radyoaktif madde bulunduğundan 12 bilim adamı kanserden ölmüş. İçerisinde radar gibi cihazlar çalışmıyormuş. Kirli olan su, birkaç gün piramidin içinde bekletilirse, suyu arıtılmış olarak geri alınabiliyormuş. Süt koyulduğunda da birkaç gün taze kalabiliyormuş ve sonrasında yoğurt haline geliyormuş. Piramitlerin üzerinden geçen meridyen, karaları ve denizleri tam iki eşit parçaya bölüyormuş. Gize’deki 3 piramit, aralarında bir Pisagor Üçgeni olacak şekilde düzenlenmiş. Yemek artıkları, hiç koku vermeden piramit içinde mumyalaşırmış. Piramitler ayrıca Güneş Saati işlevi görüyormuş. Bunun gibi birçok bilinen ve bilinmeyen sırlarla dolu. Piramitler inşa edilirken çalıştırılan işçiler, mimarlar ve bu sırrı bilen her kim varsa öldürülmüşler. Piramitlerin bazı mezar odalarının içinde ne olduğu hakkında da halen bilinmeyenler varmış.                            

Mısır, Afrika ile Asya Kıtaları’nın kesişiminde yer alan bir Arap ülkesidir. Kuzey Afrika’da en fazla nüfusa sahip ülke. Akdeniz’e ve Kızıldeniz’e kıyısı bulunur. Mısır topraklarından geçen Nil Nehri, dünyanın en uzun ikinci nehri. Sularını Akdeniz’e boşaltır. 3 kolu vardır. Bunlar ; Beyaz Nil Nehri, Mavi Nil Nehri, Atbarah Nehri. Nil Nehri, güneyden kuzeye doğru akar. Bu yüzden Mısır’ın kuzey bölgesine “Aşağı Mısır”, güneyine “Yukarı Mısır” deniliyor. Nehir, ülkenin kuzeyinde de Nil Deltası’nı oluşturuyor. Ülkenin en önemli geçim kaynakları ; turizm, Süveyş Kanalı ve tarımcılık. Süveyş Kanalı, Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayan dünyanın en önemli su yollarından biri. Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlama düşüncesi, Firavunlar Dönemi’ne kadar gitmektedir. Firavun 2.Ramses zamanında açılan küçük bir kanal, zaman zaman kullanılmaya çalışılmış. Süveyş Kanalı’nın ilk inşasına Osmanlı Devleti’nin başladığını ve tamamladığını biliyor muydunuz ? Osmanlı Devleti’nin o dönem Mısır valisi olan Said Paşa zamanında bir Fransız şirketi tarafından ilk yapımına başlanmış. Mısır valisi İsmail Paşa zamanında 1869 yılında tamamlanmış. Sonrasında 1882 yılında İngiltere, Mısır’ı işgal ederek kanalın kontrolünü ele geçirmiş. Osmanlı Devleti, 1.Dünya Savaşı sırasında Süveyş Kanalı’nı geri alabilmek için 1.ve 2.Kanal Harekatı’nı düzenlese de başarılı olamamış.                               

Kahire’de görülecek diğer yerler ; Kahire Kulesi, Mehmet Ali Paşa Cami, Sultan Hasan Külliyesi, Mısır Müzesi, Sedat’ın Anıt Mezarı, Al Azhar Üniversitesi ve Camisi, İmam Şafi Cami, El Tahrir Meydanı, El Khalili Pazarı.                                                                

Mısır’da yaşadıklarıma gelirsek ; belki duymuş sunuzdur medyadan, bir Alman turist köpek balığı saldırısına uğrayarak hayatını kaybetti. Kaldığımız bölgede olay olmuş. Sharm El Sheikh’te de köpek balığı görüldüğü için sahiller kapatıldı. Ertesi günü denize girebildik. Özellikle Kahire sokaklarında yalnız ya da bayan bayana dolaşıyorsanız rahatsız edilebiliyorsunuz. Shakira laf atmalarına bir süre sonra alışıyorsunuz. Satıcılar, bir şeyler satmak için peşinizi bırakmıyor. Alışveriş yapacaksanız sıkı bir pazarlık yapmanız gerekiyor. Pazarlık sonrası istediğiniz fiyata alabiliyorsunuz. Sokaklara her yerlere çöpler atılmış. Çöp bidonları taşmış. Trafik kuralları diye bir şey yok. Karşıdan karşıya geçmek çok zor. Trafik lambası çok az. Korna çalarak trafik işliyor. Bu yüzden korna sesleriyle şehir çok gürültülü ve kalabalık. Ama Sharm El Sheikh’e geldiğimizde rahat ediverdik. Sanki burası farklı bir ülke. Şehir, turizm bölgesi olduğu için daha düzenli. Zaten tatil yapmak için gelenler Sharm El Sheikh’de. Buraya tatil için gelen Türkler de oldukça fazla. “Kapıda vize” uygulaması başlayınca Mısır’a giriş artık daha kolay. Vize verirken de sorun çıkarmıyorlar. Kışın buraya gelmek daha güzel olur sanırım. Malum Afrika sıcağı olunca gezerken biraz zorlandık. Mısır’a geldiğinizde yapabileceğiniz en güzel aktiviteler ; Piramitleri gezerken deveye binmek, Afrika çölünde ATV Motoru Safarisi yapmak, Kızıldeniz’de tüple dalış yaparak o rengarenk mercanları ve balıkları seyretmek, Nil Nehri Tekne Turu yaparak teknede güzel bir akşam yemeği yemek, o incecik kumlu sahillerinde güzel vakitler geçirmek. Hediyelik eşya olarak ; papirüs kağıdının üzerine işlenmiş firavun desenli tabloları, el işlemesi takıları, firavun ve piramit heykellerini, biblolarını tercih edebilirsiniz. Ben gelirken deve sütü kremini aldım. Ciltte tonik etkisi yaratıyormuş. Egzama gibi cilt hastalıklarına iyi geliyormuş.  Bakalım deniycez.                                                                                                        Yazımı bitirirken, “Mısır’ı gezmeye devam edelim” diyelim ve bir sonraki yazımla görüşmek üzere... Sevgiyle kalın...

Benzer Videolar