Total Banner
İSLAM AİLE HUKUKUNDA RİAYETSİZLİK
232 okunma

İSLAM AİLE HUKUKUNDA RİAYETSİZLİK

ABONE OL
28/02/2023 09:36
İSLAM AİLE HUKUKUNDA RİAYETSİZLİK
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla Ailede kurucu unsur karı-kocadır. Bu temel kurumu oluşturan, yöneten, yönlendiren dînî, ahlakî, hukukî kurallar vardır. Kurallara uyulduğu müddetçe mesele yoktur. Taraflar kuralları bozar, hakları çiğnerse, düzeni sağlamak ve adaleti gerçekleştirmek üzere çeşitli tedbirler ve müeyyideler devreye girecektir. “Aile Hukukuna Riâyetsizlik” olduğunda bu sorunu aşma yolları Böylece eşinden izin istemediğinin altını ısrarla çizerek, modern (!) âile yapısına ters bir tutuma girmediğini gösteriyordu. Avrupa’nın çöküşe geçen âile yapısının, toplumumuzun şuuraltına ısrarla yerleştirilmeye çalışıldığı günümüzde, gardımızı sağlam almalı; gençlerimizde hassasiyet ve sağlıklı bakış açısı oluşturmaya çalışmalıyız. Bu hususta, İslâm’ın nezaket ve zarâfetini, Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in mükemmel ahlâkını görmezden gelip; öküz altında buzağı ararcasına, Nisâ Sûresi 34. âyeti ve bu bağlamdaki hadîs-i şerifleri tartışma konusu yapanlar ve meseleye at gözlüğüyle bakanlara karşı, her müslüman kadın ve erkeğin, doğru ve detaylı bilgiyle meseleye hâkim olması gerekir. Bunun için bu âyet ve hadisleri, tefsir ve şerhlerin ışığında kısaca ele almaya çalışalım. Öncelikle âyet-i kerimenin meâlini hatırlayalım: “Allâh’ın insanlardan bir kısmını, diğerlerine üstün kılmasına bağlı olarak ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler, kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar. Sâliha kadınlar, Allâh’a itaatkârdır. Allâh’ın korumasına uygun olarak, kimsenin görmediği durumlarda da kendilerini korurlar. (Evlilik hukûkuna) başkaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onları (hafifçe) dövün. Eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.” (en-Nisa, 34)

 “Burada yalnız kocaların değil, bütün erkeklerin koruyucu ve yönetici (kavvâmûn) olmaları iki gerekçeye dayandırılmıştır: Allah insanların bir kısmına, diğerlerinden üstün kabiliyetler vermiştir; bu cümleden olarak koruma ve yönetme bakımından erkekler, kadınlardan daha uygun özelliklerle donatılmışlardır.Erkekler, âile geçimini ve diğer mâlî yükümlülükleri üstlenmişlerdir.Bazı müfessirlere göre, bu iki gerekçeden birincisi, insan tabiatının değişmez özelliğidir. Genel olarak erkeklerde akıl ve mantık ön plandadır, kadınlarda ise duygu öne çıkar. Koruma bakımından fizikî güç önemlidir ve erkekler, bu yönden daha güçlüdürler.

 İSLAM HUKUKUNA GÖRE ERKEKLERİN GÖREVLERİ

İkinci gerekçe ise, yaratılıştan değil, kültür ve medeniyet şartlarına bağlı alışkanlıklar, âdetler, tutumlardan kaynaklanmaktadır. İslâm’ın geldiği çağda daha yoğun, günümüzde ise önemli ölçüde olmak üzere erkeklerin bu fonksiyonları da devam etmektedir. İslâm hukuk kurallarına göre, erkek, hem -geniş mânadaailenin geçiminden tek başına sorumludur, hem de mehir, diyet, cihad gibi malî tarafı olan yükümlülükleri vardır.”[1] Bu noktada yurdumuzun bazı yerlerinde, kadın, evin geçimi için bütün gün tarlada çalışmasının yanında ev işlerini de yürütmeye çalışırken; zamanının büyük kısmını kahvelerde pinekleyerek geçirip çalışmayan, evde ise hizmet bekleyen insaf mahrumu beylerin “kavvâmûn” vasfından uzaklaştıklarını zikredip, konumuza dönelim. “Çağımızda, “kavvam” kelimesine yüklenen hâkim mânâ, “âile reisliği”dir. Âyetten erkeklerin yönetim, savunma ve koruma bakımlarından genel olarak önde oldukları anlaşılmakla beraber, takip eden cümleler göz önüne alındığında, burada, âile kurumunda hâkimiyet ve yöneticilik mânâsının ağır bastığı görülecektir. Âilede kurucu unsur, karı-kocadır. Bu temel kurumu oluşturan, yöneten, yönlendiren dînî, ahlakî, hukukî kurallar vardır. Kurallara uyulduğu müddetçe mesele yoktur. Taraflar kuralları bozar, hakları çiğnerse, düzeni sağlamak ve adaleti gerçekleştirmek üzere çeşitli tedbirler ve müeyyideler devreye girecektir. Bu âyette hanımın, 128. âyette ise kocanın hukuku çiğnemesi ve düzene başkaldırması (nüşûz) ele alınmıştır. Tefsirciler, erkeğin nüşûzünü; “nefret, uzaklaşma, normal evlilik ilişkilerini aksatma, söz ve fiille incitme, kaba ve sert davranma” ifadeleriyle açıklamıştır. Böyle bir sebeple kadının, hâkime veya hakeme başvurması ve evliliğin sona erdirilmesini istemesi de mümkündür.[2] “Âile hayatı içinde kadın, kurallara göre rolünü îfa edip etmemesi yönünden iki sıfatla nitelendirilmiştir: «Sâliha» ve «Nâşize»… Saliha kadınlar, hem kocalarının ve diğer aile fertlerinin yanında, hem de onların bulunmadıkları yerlerde, vazifelerini hakkıyla yerine getirir; Allâh’ın koyduğu, toplumun benimsediği kuralların dışına çıkmaz, âileye ihanet etmez, şerefine leke sürmezler.”

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.