Total Banner
BİLİM ADAMI PROF. DR. HÜSEYİN YILMAZ
327 okunma

BİLİM ADAMI PROF. DR. HÜSEYİN YILMAZ

ABONE OL
01/10/2022 11:18
BİLİM ADAMI PROF. DR. HÜSEYİN YILMAZ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Denizli muhteşem bir tarihe sahiptir serisinde bugün Denizli Acıpayam Yumrutaş köyümüzden bir bilim adamı var. Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz pek çok ülkenin bilim danışmanlığını yapan üst düzey bir bilim adamı. Yetim bir çobandan bilgisayarlara sesle komut veren profesöre….

Cep telefonlarında “Siri”, Google Now ve “Cortana” olarak çoğumuzun duyduğu ve kullandığı sesle kumandanın anne babası olmayan Denizli’li bir çoban çocuk tarafından ilk defa yapıldığının etkileyici hikayesidir bu.

Denizli Acıpayam ilçemizden Prof. Yılmaz’ın dünya bilim camiasında çok önemli bir yere sahip olmasına rağmen ülkemizde yeterince tanındığını söyleyemeyiz. İlimizin tanımadığı ve sahip çıkılmadığını görmek doğrusu beni üzüyor. Hayat hikâyesi ile ilgili birkaç farklı anlatım var.

İki farklı hikâyeyi de buraya aldım.  Hikâye 1936 yılında Denizli Acıpayam ilçesinde görevli öğretmenlerin pikniğe gitmeleriyle başlıyor.

Öğretmenler piknik yaparken keçilerini otlatan çobanlık yapan bir çocukla karşılaşırlar. Çobanı davet edip çay ikram ediyorlar ve ismini soruyorlar. Çoban çocuk isminin Hüseyin olduğunu söylüyor. Hüseyin’e öğretmenler yanlarındaki gazeteyi verip okumasını istiyorlar. O tarihlerde okuyanların sayıları o kadar az ki diplomalarını valiler imzalıyorlar. Hüseyin gazeteyi eline almayı red ediyor ve hiç okula gitmediğini söylüyor. Peki yaşın kaç diyorlar. Yaşım 12 diyor Hüseyin. Niye okula gitmedin diye soruyorlar. 3 yaşımda annemi kaybettim, 11imde de babamı kaybettim diyor. Öğretmenler Hüseyin’e bazı sorular soruyorlar, Hüseyin’in çok zeki bir çocuk olduğunu anlıyorlar. Hüseyin’e mutlaka ama mutlaka okuması gerektiğini söylüyorlar. Öğretmenlerin verdiği destek ve heyecan ile Hüseyin Denizli’de parasız yatılı okumaya başlıyor.

Bir süre sonra katıldığı matematik yarışmasında Hüseyin’e bir kitap hediye ediliyor. Hüseyin kendisine hediye edilen bu kitabı sabaha kadar okuyor ve bitiriyor. Ertesi gün fen bilgisi öğretmenine geliyor ve diyor ki “Öğretmenim, bu kitapta eksiklik var”. Öğretmen şaşırıyor. Çünkü Hüseyin’in bahsettiği eksiklik Görecelilik Teorisi hakkındadır. Söz konusu teorinin önemli bir parçasının kitapta olmadığını fark ediyor Hüseyin. Öğretmen konuyu İstanbul Teknik Üniversitesinde kendi hocası rahmetli fizik profesörü Nusret Kürkçüoğlu’na mektupla iletiyor. Prof Nusret hocadan şöyle bir yanıt geliyor “Hüseyin liseyi bitirince İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliğine gelsin”

Hüseyin 1948 yılında Denizli Lisesini bitirince İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliğine gider. Hüseyin orada da birtakım çalışmalar yapıyor ancak yaptıklarını oradaki hocaların çoğu da anlayamıyor ve bunları bilse bilse dünyanın en büyük teknik üniversitesi Amerika Boston kentindeki Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde (MIT) görevli Prof.Dr. Morse bilir deyip ona gönderiyorlar.

Prof. Morse’dan da şöyle bir yanıt gelir: “Hüseyin’in bu yaptığını 5 sene önce bir grup buldu, ama bunu Hüseyin’in tek başına bulması olağanüstü bir şey. Biz Hüseyin’in tüm masraflarını karşılayacağız, Amerika’ya gelsin”

Yıl 1952 Hüseyin yüksek elektrik mühendisi oluyor. Anne yok, baba yok. Köyünün insanları son derece fakir. Bir gazete kampanya yapıyor ve o destekle Hüseyin’i bir gemiye bindiriyorlar ve Amerika Boston’a gönderiyorlar.

Hüseyin MIT’te Prof Morse’un karşısına geçiyor. Morse Hüseyin’in tez hocası olacak ama Hüseyin’in İngilizcesi de çok iyi değil. Anlayamıyor pek Morse’un dediklerini. Hocasına “Write on the blackboard” diyor. Prof. Morse da Hüseyin’in tez konusu olacak konuyu tahtaya yazıyor ve Hüseyin de bunu defterine geçirip üniversiteden ayrılıyor. MIT’te genelde tez konuları 5 senede, 9 senede bitirilebiliyor olmasına rağmen Hüseyin tez konusunu 3 ay sonra bitirip hocasının karşısına çıkıyor. Morse birkaç gün sonra tezi inceleyip Hüseyin’i çağırıyor “Senin tezin bitti. Ancak burası MIT. Biz burada böyle hemen doktora diploması vermeyiz. Sen git istediğin dersleri al, 2 sene sonra gel” diyor. Hüseyin 2 sene sonra doktorasını alıp bu kez Princeton üniversitesine gidiyor ve orada Albert Einstein ile birlikte çalışıyor.

Birkaç yol sonra Boston’a geri dönüp icatları destekleyen bir firmada çalışmaya başlıyor. Burada bilgisayarlar ile konuşmanın onlara talimat vermenin çalışmalarına başlıyor. Sesle kumanda edilen bilgisayarı ilk defa 1960’ların başında Hüseyin Yılmaz yapıyor.

İşte anne babası olmayan Denizli’li bir çoban olan Hüseyin’in elinden tutan değerli öğretmenler sayesinde bugün cep telefonlarımız söylediklerimizi anlayabiliyorlar.

Aslında bu şunu gösteriyor, Allah bütün ırklara, bütün uluslara adil davranmıştır. Yüksek IQ’lu çocuklar bütün uluslara eşit bir şekilde verilmiş.

Önemli olan bu çocukların ülkenin kalkınmasına, insanlığın gelişmesinde onları nasıl kullanabiliriz.

Çoban Hüseyin’i orada öğretmenler görmeseydi, sahip çıkmasalardı dünyaca ünlü Prof. Hüseyin olmayacaktı. Bizim Anadolu’muza böylesine çok güzel insanlar var. Yeter ki bu güzel insanlara sahip çıkabilelim.

Hayat hikayesi baska şekilde de anlatılıyor.

İkinci hikaye:

FİZİK ALİMİ PROF. DR. HÜSEYİN YILMAZ…

—— Trajik bir hayat hikâyesi var. 1924 yılında Acıpayam – YUMRUTAŞ Köyünde doğdu. Küçük yaşta yetim kaldı. Eniştesi tarafından büyütüldü. Köyde Eniştesinin oğlaklarını güdüyordu. Bir gün oğlakları kaybetti ve Eniştesi Onu dövdü. Köyden kaçmak için Gölhisar’dan gelip Denizli’ye giden yolun üstüne oturdu. Gölhisar tarafından bir kamyon geldi. Bu kamyonun Denizli’nin zenginlerinden Uzunoğulları’na aitti. Onu alıp Denizli’ye götürdüler. Onların himayesinde ortaokul ve liseyi, Sonra Teknik Üniversite elektrik bölümünü bitirdi. Amerika’ya davet edildi. BOSTON Üniversitesinde PROF. oldu. Amerikan Uzay çalışmalarına katıldı. Yılmaz Teorisi denilen meşhur teorisi ile EİNSTEİN’ın İZAFİYET – GÖRECELİK Teorisindeki hataları ortaya koydu. Amerikan Devletinden Fizik İlmine yaptığı katkılardan dolayı Yüksek Liyakat Nişanı aldı. Üç Amerikalı koruma eşliğinde bir defa Türkiye’ye geldi. Bir Amerikalı Bayanla evlendi. EMRE VE LEVNİ adında iki oğlu bulunmaktadır…

Fotoğraflarda Yumrutaş’a adını veren dağdan kopup kaya ve Hüseyin Yılmaz’ın doğduğu Yumrutaş köyümüz var. Köyümüz diyorum çünkü ben de o köydenim. Anne tarafım Yumrutaş ‘lı. Paşalar olarak bilinir ailemiz.  Hüseyin Yılmaz ile ilgili hangi hikâye doğru olursa olsun ilimizden yetişen dünyaca ünlü bir bilim adamımız var. Köy çocuklarının elinden tutulursa neler yapabileceğini gösteren en güzel örnektir. Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.