0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Aldanma dünyanın serap çölüne
Deryalar içinde susatan kalır…
Boğulma girip de nimet gölüne
Söz bitse saz gitse tamburan kalır…
 
Süzersen hayatı çözersin sırrı
İnsana hizmetin tatlıdır kârı
Yaşarken tarlaya ekersen darı
Ders bitse ses gitse hatıran kalır…
 
Çeşmeler akarken doldur kovanı
Ararsın sonra bak bir baş soğanı
Zemine sağlam bas dinle ozanı
Gün bitse dost gitse mataran kalır…
 
Sevap istiyorsan öldür yılanı
Cennet istiyorsan hiç yakma canı
Azizdir unutma her canlı kanı
İş bitse çar gitse faturan kalır.
 
Müminin libası ahlak ve edep
Şehidin kanından üstün mürekkep
Deveye kılavuz olur bir merkep
Öz bitse köz gitse Yaradan kalır…

HÜZÜN TÜRKÜSÜ

Bulutlar,
Türküsünü söylerken hüznün
Yağmur;
Izdırabın ezgisini şakıyor yamaçlara…
Damlalar,
Bir bir düşerken toprağın bağrına
İnce bir toz kaldırıyorlar da yerden
Nedense derman olamıyorlar
Gönül yaralarına…
 
Biliyorsun
Ardın sıra geleceğini bu hüznün!
Esrik sevdaların efsunlu cazibesi
Bir uğultu gibi bürürken belleğini
Sen sürükleniyorsun
Meçhul bir istikamette…
Yaraları dağlanmış sinen
Yeni bir savunmasını yaparken hayatının
Gülümsüyor bir dostçasına acıların…
 
Hüzün türküsünü çağrıştıran bulutların
Terk ettiği semalarda
Gezinirken yakıcı bir güneş;
Sevgilin,
Sonsuz maviliklerde dolaşan umut misali…
Senin
Gönlün yıkık, kalbin boş;
Üstelik mahzunluklar içindesin…