KAZAK ABDAL VE ŞİİRİ
Denizli muhteşem bir tarihe sahiptir serisinde bugün Kazak Abdal var. (35. Paylaşım)
Kazak Abdal çok ünlü bir ozan, aşık, eren. Nereye gitseniz Kazak Abdal karşınıza çıkar. Kültür dünyasının çok önemli kişilerinden biri. Türbesi, tekkesi Denizli'de Karataş köyü tekke mevkiinde. Dağların arasında yanan bir ışık. Ancak rehbersiz bulmak bile zor. Bir tabelası bile yok. Türbenin bakımı ile Uğur Bababalım ilgileniyor. Her zaman bizlere eşsiz bir konukseverlik gösteren Ugur Bababalım'ın hakkını ödeyemeyiz. Kazak Abdal 16. Yüzyıl Bektaşi evliyalarındadır. Hacı Beştaş-i Veli’nin halifelerinden olup Sarı Kazak Abdal olarak da anılmaktadır. Kazak Abdal Türbesi Bektaşi Tarikatı yapılarındadır. Osmanlı Dönemi Bektaşi kültürü kalıntısıdır. Kazak Abdal Türbesi; mimari olarak kare plan şemalı, güneyden girişli, kuzey kısmında penceresi olan, batı kısmında sonradan kapatıldığı anlaşılan ocaklığı bulunan, doğu-batı istikametinde sandukası bulunan kırma çatılı, yığma taş duvar tekniğinde yapılmış bir yapıdır. Turbenin restorasyonu başlamış durumdadır. Kazak Abdalın Yanında Dediği olur Sultanin türbesi de vardır. Onu bir başka gün yazarım. Kazak Abdalı biraz daha anlatalım. Kazak Abdal, Romanya Türklerindendir. 17. yüzyılda yaşadığı sanılan bir ozan, erendir. Şiirlerinin bir kısmı hiciv örnekleriyle doludur. Dili yalın ve sadedir. Rahat okunur. Şiirleri güncelliğini halen korumaktadır. Kazak Abdal'ın ucu tenteneli ve taşlanmış bir mendilinin, Demir Baba dergahında bulunduğunu, Deliorman'dan gelen göçmenler söylemektedirler. Kazak Abdal, Denizli'deki dergahında yatmaktadır.
ORMANDA BÜYÜYEN ADAM AZGINI
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermeğe dervişan beğenmez
Alemi tan eder yanına varsan
Seni yanıltır bir mesele sorsan
Bir çim bile çıkmaz karnını yarsan
Camiye gelir de erkan beğenmez
Elin kapusunda kul kardaş olan
Burnu sümüklü gözü yaş olan
Bayramdan bayrama bir tıraş olan
Berber dükkanında oğlan beğenmez
Dağda bayırda gezen bir yörük
Kimi tımarlı sipahi kimi bir bölük
Bir elife dili dönmeyen hödük
Şehristana gelir ezan beğenmez
Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zu'mü fa'sidince keyf getirecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahveye gelir de fincan beğenmez
Yaz olunca yayla yayla göçenler
Topuz korkusundan şardan kaçanlar
Meşe yaprağını kıyıp içenler
Rumeli Yenice'si dühan beğenmez
Aslında neslinde giymemiş hare
İş gelmez elinden gitmez bir kare
Sandığı gömleksiz duran mekkare
Bedestene gelir de kaftan beğenmez
Kazak Abdal söyler bu türlü sözü
Yoğur ayran ile hallolmuş özü
Köyden şehre gelse bir Türk'ün kızı
İnci yakut ister mercan beğenmez.