CUMHURİYETİMİZİ SAVUNMAYA” DEVAM EDECEĞİZ VE BU YIKICI SÜRECİ BALTALAYACAĞIZ!

Zafer Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu, PKK’nın sözde ‘silah bırakma’ çağrısını sert bir dille eleştirdi. Açılım sürecinin Türkiye’yi bölme planı olduğunu belirten Şehirlioğlu, Cumhuriyet'in korunmasının birinci vazife olduğunu ifade etti. Devlet Bahçeli’nin Öcalan’ı Meclis’e davet etmesini “siyasi cinnet” olarak nitelendiren Şehirlioğlu, Zafer Partisi’nin bu süreci baltalayacağını ve milli birlik için mücadeleye devam edeceklerini söyledi.


“CUMHURİYETİMİZİ SAVUNMAYA” DEVAM EDECEĞİZ VE BU YIKICI SÜRECİ BALTALAYACAĞIZ!

Genel Başkan Vekilimiz Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu, bebek katili Öcalan’ın sözde ‘silah bırakma’ çağrısını değerlendirdi.

Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu:

Zafer Partisi’nde Misak-ı Milli ve Kuvayi Milliye ruhuyla yaptığımız basın toplantısına hoş geldiniz. PKK’nın siyasi şubesi konumundaki sözde DEM Parti heyeti, bugün üçüncü kez terörist elebaşı Öcalan’ı ziyaret etti. Dikkat ettiyseniz biz “İmralı” demiyoruz. Eli kanlı bir bebek katili terörist ile yapılan görüşmeyi “İmralı” diyerek kamufle etmiyoruz. Teröriste ‘TERÖRİST’ diyoruz. “SAYIN” ya da “BEYEFENDİ” bizim lügatımızda yok!

22 Ekim 2024 tarihinde Devlet Bahçeli’nin terörist elebaşını Meclis’e daveti ile Türkiye yeni ve karanlık bir dehlize sokulmaya çalışıldı. Çağdaş, demokratik ve hukukun egemen olduğu ülkelerde bir benzeri olmayan bu çağrı, sadece bir siyasi cinnet değildi! Bu çağrıyı sadece ikinci açılım sürecinin başlangıcı gibi saymak da hafif kalır.

Bu çağrı ve takip eden süreçteki gelişmeler, ilk olarak 55 bin vatandaşımızın katili bir teröriste siyasi özgürlük verilmesine yöneliktir. Bu çarpık gayret, Aziz Şehitlerimizin ruhunu incitmiş, kahraman gazilerimiz, şehit yakınları ve tüm milletimiz nezdinde ağır ve haksız bir saldırı olmuştur.

Bu arada, terörist elebaşına siyasi özgürlük gayesi ile başlayan bu sürece “terörsüz Türkiye” diyerek ikinci bir kamuflaj daha giydirilmiştir. Oysa, üstteki cila ve boya düşmeye başlayınca, “Kürtlere Anayasal eşitlik” söylemleri ile milli üniter devletin açıkça hedef alındığı ortaya çıkmıştır.

Büyük Atatürk, Cumhuriyetimizi kurarken, etnik veya mezhepsel bir bağ aramamıştır. “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” tanımında gerçeğini bulan “bütüncül devlet yapısı”, yürürlükteki anayasamızın 66. maddesinde aynı şekilde anlam bularak cumhuriyetimizin temel direklerinden birini oluşturmuştur.

Şimdi devletimize sanki bir savaşa girmiş ve bu savaşı kaybetmiş gibi ağır mütareke koşullarının dayatıldığını izliyoruz. Bu vatan için kanını döken, canını veren aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimizden ve dahi Türk milletinden utanmadan, bizlere ‘teslimiyet koşullarını’ dikte ettirmeye çalışıyorlar.

“Terörsüz Türkiye” diyerek milli-üniter-laik yapımız ve ulus-devletimiz açıkça hedef alınıyor. Biz bu teslimiyetçi zihniyeti en baştan gördük. Bugün hukuksuzca Silivri Cezaevi’nde tutsak edilen Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ ve Zafer Partisi kadroları, ilk günden itibaren bu sürece karşı durduk.

Duruşumuz net, söylemimiz sertti: “SÜRECİ BALTALAYACAĞIZ.”

Çünkü Zafer Partisi için bu sürece karşı koymak, Cumhuriyetimizi savunmak, cumhuriyeti kurmak kadar değerli ve öncelikliydi. En azından Cumhuriyeti kuran ve bize emanet eden kahramanlara karşı “birinci vazifemiz” olarak mukaddes ve kutluydu.

21 Ocak 2025’de, Genel Başkanımız Prof. Dr. Sayın Ümit Özdağ’ı hukuksuzca tutuklayınca, bizi susturacaklarını sanmış olmalılar. Özdağ’ı alırsak, gözdağı veririz diye düşünmüş olabilirler.

Oysa Sayın Özdağ Silivri’de, biz vatanın her köşesini, sokaklarını Meclis ederek ve artan bir azim, inanç ve irade ile mücadeleye devam ediyoruz ve her koşulda devam edeceğiz.

“Terörsüz Türkiye” söylemiyle, Öcalan’a özgürlük verip, Siyasal İslamcı ve Siyasal Kürtçü yeni bir devlet tasarımı ile amaçlanan yapı milli üniter devletin yıkılmasıdır. Çünkü Türkiye’de etnisiteye siyasi varlık sağlanması, vatanın bazı bölümlerine siyasi/mali özerklik veya federatif yetki verilmesi, Türkiye’yi Lübnan, Irak veya Yugoslavya gibi zayıf ve çekişmeli bir siyasi ortama sürükleyecektir.

Bu yolun sonu barış ve istikrar değildir. Bu yolun devamı terörsüz Türkiye değildir.

Buradan karar alıcıları açıkça uyarıyoruz:

Bu yolun devamı, daha fazla terör, daha fazla çatışma ve etnik temelli iç savaşa gidiştir. 10 yıl önce denenen ilk ‘Açılım’ rezaletini ve sonuçlarını tekrar hatırlayınız!

Memleketin bir bölümü adeta terör örgütüne teslim edilmişti! Terörist dağdan kente inmiş ve buraya yerleşip tahkimat yapmıştı. Jandarma ve polise operasyon yasağı getirilmişti! Sonuçta terör örgütünün işgal ettiği kent merkezlerini geri alabilmek için 794 vatan evladını şehit verdik. Bu sayı Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan fazladır.

Şimdi ikinci ‘Açılım’ sürecini planlayanlar, ilkinden ders almışçasına ilerliyorlar. Bu kez daha tehlikeli ve milletimizi aşağılayıcı bir yol izleniyor ve Öcalan katiline siyasi özgürlük ve yeni bir anayasa ile teslimiyet hedefleniyor.

Buradan açılım sürecini tezgâhlayanlara soruyoruz:

Hayrola Efendiler, Türkiye bir meydan savaşını kaybetti de bizim mi haberimiz yok!

Sevr muadili bir ağır mütareke ile devletimizi yıkıp, milletimizi etnik yapı üzerinden bölmeye çalıştığınızı aziz milletimiz görmüyor mu sanıyorsunuz?

Yok efendim PKK lağvedilip dağıtılacakmış! Yok PKK silah gömecekmiş! Yok, PKK silah bırakacakmış!

PKK terör örgütünün büyük bölümünün Suriye’de YPG içine transfer edildiği ve burada eğitim ve donatım desteği ile takviye edildiğini Türk kamuoyu gayet iyi biliyor. Bu yapının Türkiye ve bölge ülkeleri için artan bir tehdit olduğunu görmek için güvenlik uzmanı olmaya da gerek yok!

Biz Zafer Partisi olarak, Genel Başkanımız Prof. Dr. Sayın Ümit Özdağ, Silivri Cezaevi’nde, bizler burada ve vatanın her köşesinde “Cumhuriyetimizi savunmaya” devam edeceğiz ve bu yıkıcı süreci BALTALAYACAĞIZ!

NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!

Uğur Batur

Benzer Videolar