BÜYÜK MENDERES KİRLİLİK VE KURAKLIĞIN PENÇESİNDE

Denizli Barosu, 5 Nisan Avukatlar Günü’nde, stajyer avukatlara yönelik ‘Kirlilik ve Kuraklığın Pençesinde Büyük Menderes Havzası’ söyleşisi düzenledi. Söyleşide Gazeteci Yaşar Tok sunum yaptı.

Açılış konuşmasını Denizli Barosu Başkanı Adnan Demirdöğer gerçekleştirdi. Konuşmasında avukatların her alanda olması gerektiğini bununla birlikte geleceğin en büyük tehlikesi olan iklim değişikliğiyle mücadele ve bilinçlendirme konusunda da avukatlara büyük görev düştüğünü belirtti.

İNSANLIK İÇİN KIRMIZI ALARM

Kirlilik ve Kuraklığın Pençesindeki Büyük Menderes Havzası ile ilgili bilgilendirmeyi Gazeteci Yaşar Tok gerçekleştirdi. Büyük menderes sadece bir havza değil aslında büyük menderes bir yaşam formu bir ekonomi aynı zamanda ekolojik süreç diyen Tok, “İnsanların ilk yerleşik topluma geçtiği bu topraklarda özellikle batı Anadolu’nun can suyu olmuş bir havza olarak,  ekonomi olarak bir kültür olarak ve çevre olarak bir havza olarak çok önemli. Ekoloji tahribatın önlenemez etkilerine adım adım yaklaşırken bu bir var sayım değil Birleşmiş milletleri sekreterinin bir açıklaması var ‘iklim krizi daha önce hiç görülmemiş şekilde kötüleşti. Bu durum insanlık için kırmızı alarmın’ dedi ilk kez BM genel sekreteri bu ölçekte sert dile getirildi” dedi.

KAYBEDİLECEK VAKTİMİZ YOK

Ekolojisinin giderek kötüleştiğini ve kaybedilecek vaktimizin olmadığını dile getiren Yaşar Tok, bu dramatize edilmiş bir anlatım değil yaşadığımız çıplak gerçeklik. Büyük Menderes Havzası bundan muaf değil bunun somut bir göstergesi Türkiye’de ve Batı Anadolu da yaşadığımız topraklarda. Tam da Büyük Menderesin orta yerinde yer alan Denizli’de. Büyük Menderes neden önemli? bununla ilgili üç temel başlık var birisi tarihi ve kültürü ikincisi günümüzdeki ekonomisi, turizmi,  üçüncüsü ekolojik yapısı, çevre sorunları” şeklinde konuştu.

YAPTIRIM GEREKLİ

 Büyük Menderes’in yapısal özelliklerinden bahseden Tok, “Büyük Menderes’te kirlilik ve kaynaklarını sıraladı. Sanayi ve işletme kaynaklı kirlilik, kentsel atıkların kirlenmedeki rolü, çevre yerleşim atıklarının kirletici rolü, tarım ilaçları ve kimyasal kirlenme, su kaynakları yönetimi gibi sebeplerden bahsederek, Organize Sanayi Bölgeleri’nin atıklarının havzadaki kirlilik kaynaklarında arıtma yapmayan işletmelere yaptırım uygulanması gerekir” dedi.

ÇEVRECİ YAKLAŞIMLA ÇÖZÜLMELİ

 Büyük Menderes ölürse Ege ölür diyen Tok, “Sanayi atıkları sorunu köklü biçimde terbiye edilmeli. Tarımsal üretimin sulama ve ilaçlama yöntemleri dönüşmeli. Yerleşim atıkları bertarafı ve atık suların arıtımı büyükşehir belediyeleri tarafından çevreci yaklaşımla çözülmeli. Kamu yönetimleri kâr değil kamu yararı gözetmeli. Kırsaldaki işletmelere sadece istihdam olarak bakılmamalı. Su yolunda doğayı vahşice kullanma sona ermeli. Su güzergahında halk su yönetimine katılmalı. Vahşi sulama konusunda önlemler alınmalı. Merkezi idare ve mülki amirler sorumluluk üstlenmeli. Büyük Menderes bir rant alanı değil. Sivil inisiyatifler birer kamusal denetim mekanizmalarıdır. ‘Aktivist’ olarak görülmekten vazgeçilmeli” şeklinde açıklamalarda bulundu. Tok, ayrıca Pamukkale’nin yapılaşmaya açılıyor olmasına tepki göstererek buna ilişkin bir toplumsal mücadelenin gelişmesi gerektiğini vurguladı. Aslıhan Kılıçelli

Benzer Videolar